Darüşşifa İslam Tıp Tarihi Araştırmaları Dergisi (Jun 2022)

Endülüs'te Tıp Bilimi

  • Hilmi Keleş

Journal volume & issue
Vol. 1, no. 1
pp. 54 – 75

Abstract

Read online

Müslümanlar, 711'de Tarık b. Ziyad’ın (ö. 102/720) öncülüğünde İspanya’nın fethine başlamışlar, Belatüşşüheda (114/732) Savaşında Franklara yenilmeleriyle ilerlemeleri durmuş ve bu bölgede varlıklarını yaklaşık sekiz yüzyıl devam ettirmişlerdir. İspanya’da yönetime hâkim oldukları dönemde Müslümanlar eğitim-öğretime oldukça önem vermişler eğitimin bir parçası olan tıp bilimine de önemli katkılar sağlamışlardır. Temel eğitimini tamamlayan öğrencilerden tıp alanında okumak isteyenler, medreselerdeki tıp eğitimine veya müstakil olarak açılan ve ‘bimaristan’ (hastane) olarak isimlendirilen kurumlarda eğitimlerine devam etmişlerdir. Tıp alanındaki çalışmalar için günümüzün fakülte hastaneleriyle benzer özellikte kurumlar oluşturmuşlar, yine buralarda eğitim için yeterli miktarda kitaplardan oluşan kütüphaneler kurmuşlardır. Dersliklerde teorik tıp eğitimi alan öğrenciler, uzman doktorların gözetiminde düzenli olarak hastaları ziyaret etme, hekimlerle beraber ilaç hazırlama, maket, kadavra ve hayvanlar üzerinde deneyler yapma vb. etkinliklerle pratik eğitimler almışlardır. Hastaları muayene ederken onlara nasıl davranmaları gerektiği konusunda da uzman doktorlar eşliğinde uygulamalı eğitimlere katılmışlardır. Tıp alanındaki bütün eğitimlerini tamamlayan öğrenciler daha sonra doktorluk yapabilmek için imtihana tabi tutulmuşlardır. Bu şekilde tıp okuyan ve eğitiminde başarılı olanlar diploma almaya ve doktorluk mesleğini icra etmeye hak kazanmışlardır. Tıbbî sahada ortaya konulan bu eğitim ve uygulamalar Endülüs Müslümanlarının tıp alanında da ne derece üstün bir noktaya ulaştığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Tıp eğitimine önem verildiği gibi, hastaların tedavi olacağı hastanelerin yapımı ve giderlerinin karşılanması konusunda da Müslüman idareciler ile zenginler gönüllü olarak adeta birbirleriyle yarışmışlardır. Hastane çalışanlarının maaşlarını, hastaların tedavi giderlerini ve hastanenin diğer masraflarını karşılamak üzere vakıflar kurmuşlar, bu vakıflar aracılığıyla hastalara din, dil, ırk, zengin-fakir ayrımı yapmaksızın ücretsiz tedavi hizmeti sunmuşlardır. Böylesine başarılı bir tıp eğitiminin verildiği ve tedavi uygulamalarının yapıldığı bu dönemde Endülüs’te tıp alanında önemli bilim insanlarının yetiştiği görülmektedir. Örneğin Ebü’l-Kâsım Halef b. Abbâs ez-Zehrâvî (ö. 404/1013) bunlardan olup onun kaleme aldığı “Kitâbü’t-Tasrîf” adlı eser geniş muhtevası ve Avrupa’da en çok rağbet gören tıp kitaplarından olması yönüyle dikkat çekicidir. Zehrâvî dışında İbn Cülcül (ö. 384/994), İbn Rüşd (ö. 595/1198) gibi önemli hekimler de burada yetişmiştir. Göz, ortopedi, dâhiliye, cerrahi gibi tıp alanlarında önemli eserler yazılmış ve bunların bir kısmı uzun yıllar Batı'daki üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Ayrıca bazı ailelerin (ör.: Zühr ailesi) üç dört nesil babadan oğula tıp mesleğini birbirlerine öğreterek icra ettiklerine şahit olunmaktadır. Aynı zamanda ilaç hazırlama konusunda ciddi çalışmalar yapılmış, bitkilerden yapılan karışımların hasta tedavisinde ortaya koyduğu olumlu etkiler çok önemsenmiştir. Bugün hekimlik ve eczacılık ayrı ihtisas sahaları olmasına rağmen o dönem tıp faaliyetlerinde hekimlik ile eczacılığın birleştirildiği görülmektedir. Örneğin İbn Baytar derin eczacılık bilgisiyle hekimliği bir üst seviyeye çıkaran önemli bir botanikçidir. Bu makalede Endülüslü Müslümanların tıp alanında yaptıkları çalışmalar; “Endülüs’te Tıp Bilimi”, “Endülüs’te Yetişen Hekimler ve Yaptıkları Önemli Çalışmalar”, “Botanik Bilimi ve İbn Baytar”, Endülüs’te Hastaneler” şeklinde dört ana başlık halinde ele alındı. Müslümanların eğitime verdikleri önem, tıp eğitimi alanındaki faaliyetleri, yetiştirdikleri önemli hekimler ve çalışmaları ortaya konulmaya çalışıldı. Ayrıca hastanelerin kurulması ve sunduğu hizmetler, tıp alanında oluşturdukları bilgi birikiminin Batı'ya aktarılması ve bu zaman diliminde Avrupa’nın tıp alanındaki durumu hakkında genel bir tespit ve değerlendirme yapılmıştır. Endülüslü Müslümanların bu alandaki çalışmaları daha önce de bazı yönleri ile araştırmalara konu edilmiş olmakla birlikte, tıbbî faaliyetleri ile ilgili genel ve geniş kapsamlı bir çalışma olmadığından bu çalışmamızın böyle bir boşluğu doldurma konusunda yararlı olacağını düşünmekteyiz.

Keywords