Akademik İncelemeler Dergisi (Oct 2021)
İki Muhayyile: İmparatorluk ve Ulus Devlet
Abstract
Bu makale, ulus gibi hayali cemaatlere dayanan topyekûn egemen devlet anlayışlarının yerine gerçek ve fiili toplum veya toplumlararası ilişkilere dayanan bir siyasa biçimi olarak emperyal tahayyülü ele almaktadır. Burada ele alındığı şekliyle emperyal tahayyül ulus-devlet fikrine bir alternatif olmayı değil toplulukların ve ulus-devletlerin kendi ve öteki ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmelerine ve daha yapıcı ilişkiler kurmalarına yardımcı olacak düşünsel bir derinlik kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada iki ana iddia mevcuttur. Bunlardan ilki günümüzün en belirgin sorunlarından olan ben-öteki ilişkisinin milliyetçi kuruluşunun kıyıcı sonuçlarından kaçınmak için yeni bir aidiyet biçiminden ziyade mevcut aidiyet biçimlerini kapsayacak olan sosyo-politik bir çerçevenin hem teorisinin hem de somut gövdesinin ortaya konulması gerekliliğidir. İkincisi ise soruna sebep olan temel dinamiğin ulus devletlerin sırtında taşıdığı emperyalizmin mirası olduğudur. Diğer bir ifadeyle, bu makalede tespit edilen sorun ulus devletlerin modern imparatorluklardan miras aldıkları emperyalizmi daha merkezi, daha bürokratik ve daha etkili şekilde icra edecek bir uluslararası sistem oluşturmalarıdır. Bu sorunun çözümü olarak iki farklı imparatorluk kategorisi üzerinden alternatif bir yol haritası oluşturulmaktadır. Bu yol haritası da modern imparatorlukların öncesine uzanan himayeci niteliğe sahip klasik (imperyal) imparatorlukların tecrübelerinden faydalanmaktır. Diğer bir ifade emperyalizmi önceleyen ve onun zıttı olan ve merkezi olmaktan ziyade ağ şeklinde örgütlenmiş, katı olmaktan ziyade esnek bir imparatorluk tecrübesine başvurulması gerekliliği vurgulanmıştır. Bunun için ilk olarak tarihsel sosyolojik bir perspektif çerçevesinden imparatorluklar ile ulus-devlet ve emperyalizm biçimleri arasındaki fark ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ardından anti-emperyalist olma iddiasında olan ulus devletler, uluslararası ve uluslarüstü örgütlerin başka türlü emperyalizm biçimleri olabileceği tartışılmıştır. Son olarak bunun üstesinden gelmek için geçmişten gelen emperyal geleneğin inkârının değil sürekliliğinin önemine değinilmiştir.
Keywords