Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (Jan 2025)
GÜVEN TEORİSİNE DAİR HANEFİ MEZHEBİ BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME
Abstract
Akit yapan taraflar birçok halde irade beyanlarına farklı manalar yüklemektedir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için irade beyanlarının hâkim tarafından yorumlanması gerekmektedir. Bu yorumun hangi esaslara göre olacağına dair tarih boyunca birçok teori ortaya atılmıştır. Günümüzde Türk/İsviçre borçlar hukukunda hâkim teori, güven teorisidir. Fakihler de tarafların irade ve irade beyanları arasında farklılık olması durumunda nasıl bir yol izleneceği hususunda farklı yaklaşımlarda bulunmuşlardır. Hanefî fakihlerin genel yaklaşımı, iradeden ziyade irade beyanını esas alma yönündedir. Hanefî fakihlerin bu husustaki yaklaşımına hukuk tarihi boyunca öne sürülen teorilerden en yakınının açıklama teorisi olduğu, ancak bazı hallerde bu teoriden ayrılıp irade veya güven teorisine yaklaştıkları görülmektedir. Bu bağlamda Hanefî fakihler, hukukî işlem güvenliği ve hakikî iradenin korunması ilkeleri arasında güven teorisinde olduğu gibi beyan sahibini ihmal edip yalnızca muhatabı esas alan normatif bir yorum teorisine hacet kalmaksızın denge kurabilmişler ve asırlar öncesinden sistematik ve tutarlı bir akid nazariyesi geliştirebilmişlerdir. Makalede, öncelikle irade beyanı, rıza-irade beyanı ilişkisi, bu ilişkiye tesir açısından hatalı ve ciddi olmayan irade beyanları ile genel hatlarıyla güven teorisine dair bilgi verilmiş ve akabinde bu teori Hanefî fakihlerin meseleye yaklaşımları doğrultusunda değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Keywords