Eskiyeni (Sep 2024)

Şîa Hadis Düşüncesinde Vâkıfiyye ve Onlardan Nakledilen Rivayetlerin Değeri

  • Abdulalim Demir

DOI
https://doi.org/10.37697/eskiyeni.1463001
Journal volume & issue
no. 54
pp. 1461 – 1484

Abstract

Read online

Tarihi süreç içerisinde çeşitli gerekçelerle Şîa’nın birçok fırkaya ayrıldığı bilinmektedir. Bu bölünmelerin bir sonucu olarak meydana çıkan fırkalardan biri de Vâkıfiyye’dir. Vâkıfî kelimesi, birçok mezhepte farklı bağlamlarda kullanılmış bir terimdir. Şîa terminolojisinde, mutlak olarak kendisinden yararlanıldığında Mûsâ el-Kâzım’ın ölümünü kabul etmeyerek ondan sonra tayin edilen oğlu Ali er-Rızâ’nın imâmetini reddeden, el-Kâzım’ın mehdi olarak geri döneceği düşüncesini benimseyen ve imamete dair görüşleri üzerinde inançlarını devam ettirenler için kullanılmaktadır. Vâkıfîliğin ortaya çıkışında maddi sebepler önemli bir rol oynamışsa da bunun dışında başka sebeplerin de etkisinin olduğu görülmektedir. Vâkıfiyye’yi Şîa hadis ilmi açısından önemli kılan temel etken bu düşüncede olan râvilerin adalet ve zapt yönünden durumları ile onlar yoluyla aktarılan rivayetlerden delil getirilip getirilmeyeceği meselesinin güncelliğini korumasıdır. Dolayısıyla Vâkıfiyye’yi bilmek, mezhepteki iç tenkit mekanizmasını anlamaya ve Şîa’nın öteki olarak gördüğü fırkalara yaklaşım metotlarını anlamaya yardımcı olacaktır. Şîa’nın diğer fırkalarını merkeze alan Türkçe birçok eser yazılmış olmasına rağmen Vâkıfiyye üzerinde müstakil herhangi bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Bu makale literatürde görülen bu eksikliği gidermeye katkı sunmayı amaçlamaktadır. Makalede Şîa hadis düşüncesinde Vâkıfiyye’nin yeri ve onlardan gelen rivayetlerin değeri irdelenmektedir. Çalışmada meselenin daha iyi anlaşılması için fikir-hadise irtibatı prensibine azami derecede dikkat edilerek deskriptif ve analitik bir bakışla konu incelenmektedir. Bunun için nitel araştırma metotlarından dokümantasyon analiz yönteminden faydalanılmaktadır. Son tahlilde Şîa, Vâkıfîleri yalancılık, zındıklık, kâfirlik ve rivayetleri tahrif etmek ile suçlamasına rağmen Vâkıfî râviler yoluyla gelen rivayetlere değer atfetmekte, belli şartlar dâhilinde ihtiyaç duydukları yerde rivayetlerini kullanmaktadır. Bunu Vâkıfî görüşünü benimseyenlerin mezhepteki ağırlığı, onlar yoluyla gelen rivayetlerin hadis ve ricâl kitaplarında fazlaca yer alıp mezhepte yerleşik bir hal almasıyla açıklamak mümkündür.