Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2020)

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Göynük Müftüsü İbrahim Hakkı Efendi

  • Talip Ayar

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.762170
Journal volume & issue
Vol. 24, no. 2
pp. 715 – 733

Abstract

Read online

Bu makalede Göynüklü İbrahim Hakkı Efendi’nin yaşamı ele alınacaktır. İbrahim Hakkı Efendi, Rûmî takvime göre 1294/1878 yılının ortalarında Göynük’te dünyaya gelmiştir. Babası müderris olduğu için küçüklüğünden itibaren ilim çevrelerine aşinadır. Eğitim hayatının ilk yılları doğduğu yer olan Göynük’te geçmiştir. Tahsil sürecinin ilerleyen aşamalarını ise İstanbul’da bitirmiştir. Medrese eğitimini tamamlayıp icâzet aldıktan sonra Göynük’e dönmüş ve vefat tarihi olan 1946 yılına kadar memleketinde çeşitli resmî görevler üstlenmiştir. Üstlendiği görevler arasında en uzun süreli olanı Göynük müftülüğüdür. Bu görevi Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında sürdürdüğü bilinmektedir. Dolayısıyla İbrahim Hakkı Efendi Göynük’te, Osmanlı döneminin son ve Cumhuriyet döneminin ilk müftüsüdür. Önemli olduğu-nu düşündüğümüz bu konumu sebebiyle İbrahim Hakkı Efendi, makaleye konu edilmiştir. Tespitlerimize göre İbrahim Hakkı Efendi’yi konu edinen herhangi bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu yönüyle makale, arşiv kaynakları ve ulaşılabilen diğer bilgiler/belgeler ışığında İbrahim Hakkı Efendi’nin tanınmasına/bilinmesine olanak sağlayacaktır. Makalede hayatı ve ailesine, eğitimi ve hocalarına, ilmî birikimi ve üstlendiği görevlere yer verilmiştir. Bu bilgileri elde etmek için öncelikle İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivi’ne başvurulmuştur. Sözü edilen arşivlerden, İbrahim Hakkı Efendi’nin sicil dosyaları temin edilmiştir. Ayrıca makaleye katkı sağlayacağı düşünülen diğer kaynaklar da titizlikle taranmış-tır. İbrahim Hakkı Efendi, medrese eğitiminin akabinde kürsü şeyhliği imtihanına girmiş ve başarılı bulunmuştur. Ancak kürsü şeyhliğine belirli hiyerarşi gözetilerek atama yapıldığından kendi-sinin sırası gelmemiştir. Bunun üzerine İbrahim Hakkı Efendi de İstanbul’dan memleketi Göynük’e dönmüştür. Göynük’e dönüşünden itibaren vefatına kadar bir takım resmî görevler üstlenmiştir. Mahkeme âzâlığı, müderrislik ve müftülük üstlendiği görevler arasında bulunmaktadır. Müftülük görevi için kendisinin ismi yerel birimler tarafından seçilerek belirlenmiş ve Şeyhülislamın onayıyla birlikte göreve tayin edilmiştir. İbrahim Hakkı Efendi, 1912-1946 yılları arasında kesintisiz bir şekilde Göynük müftülüğünü yürütmüştür. Uzun süre müftü olarak hizmet etmesi, onun eğitimi, ilmî birikimi, kişisel özellikleri, yöneticiler ve toplum nazarındaki konumu hakkında olumlu bir kanaat oluşması için yeterlidir. Zira bir kimsenin otuz dört yıl aynı görevi yürütmesi en azından ona duyulan güvenin göstergesidir. Bununla birlikte müftülük görevine getirildiği ilk zamanlar, onun hakkında bir takım itirazlar da gün-deme getirilmiştir. Makalenin amaçları arasında yer almasına rağmen bazı konuların açığa çıkarılamadığını ifade etmek gerekecektir. Sözgelimi onun eğittiği talebelerin, verdiği fetvâların, dönemin olayları karşısında sergilediği tutum ve davranışların tespit edilemeyişi bunlara örnek gösterilebilir. Nitekim makalede, yukarıda zikredilen problemlerin de eleştirel bir tutumla, bilgi, belge, araştırma ve incelemelere dayalı şekilde üstesinden gelinmesi amaçlanmıştır. Ancak veri ve doküman teminindeki güçlükler bu sorulara cevap bulmamızı engellemiştir. Öte yandan, İbrahim Hakkı Efendi’nin sicil dosyalarının bulunduğu arşivlere işaret edilmiştir. Veri toplama aşamasında bu arşivlerin yanı sıra Cumhuriyet Arşivi, yöresel/mahalli ve özel arşivler de taranmıştır. Ayrıca Bolu ve Göynük tarihi üzerine çalışan araştırmacılardan bir kaçıyla görüşülmüştür. Fakat sözü edilen konuları açıklığa kavuşturacak sözlü veya yazılı herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Kuşkusuz ilmî ve kültürel kimliğin bütün yönleriyle tespit edilmesinde yerelin kaynaklığı önemlidir. Yereldeki bilgileri içeren kaynakları düzenli bir şekilde kaydetmek, korumak ve sonraki dönemlere aktarmak büyük önem arz etmekle birlikte bu her zaman mümkün olmamıştır. O yüzden araştırmacılar açısından zaman zaman sınırlılıklar söz konusu ol-maktadır. Benzer durum bizim makalemiz için de geçerlidir. Makale içeriğine doğrudan katkı sağlamamış olsa bile Göynük’ün kültürel kimliği ve mirasını ortaya koyan çalışmalara imkânlar ölçüsünde başvurulmuştur. Dolayısıyla İbrahim Hakkı Efendi’yle ilgili en azından şimdilik bu kadar bilgi tespit edilmiştir. Daha sonra elde edilmesi muhtemel bilgi ve belgelerle makale içeriğinin geliştirilmeye açık olduğunu belirtmek yerinde olacaktır.

Keywords