Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Dec 2020)
Alfabenin İcadı ve Harflerin Kökeni
Abstract
Bilim insanları yazının icadı konusunda farklı görüşlere sahiptir. İslâm âlimleri yazının icadı konusunda tevkîfî ve beşerî olmak üzere başlıca iki görüşe sahiptir. Tevkîfî olduğu görüşüne göre yazı ilk defa Yüce Allah tarafından Hz. İdrîs’e öğretilmiştir. Bu yazı da büyük ihtimalle günümüzde kullandığımız fonetik/alfabeli yazıdır. Yazının beşerî olduğunu savunan diğer İslâm âlimleri ile modern bilim insanlarının görüşü birbiriyle örtüşmektedir. Bunlar yazının tevkîfî olmadığını; aksine beşerî bir etkinlik olarak tarihsel süreç içerisinde ihtiyaçlara binaen icat edilip sürekli geliştiğini savunmaktadırlar. Modern bilimlere göre insanlar ilk önce bazı nesnelere çentik ve oyuk açarak oluşturdukları objetgraphic/madde yazısını kullanmışlardır. Sonra bu şekiller varlığın görüntüsünün çizilmesine dönüşerek pictografic adı verilen resim yazısına dönüşmüştür. Resim yazısının en güzel örneğini Eski Mısırlıların kullanmış olduğu hiyeroglifler oluşturmaktadır. Daha sonra insanlar bununla yetinmeyerek örneğini Çinlilerde gördüğümüz ideographic/fikir yazısına (geleneksel Çin yazısına) geçiş yapmışlardır. İnsanlar fikir yazısından sonra logographic/hece yazısını kullanmışlardır. Bu yazı türünde her bir resim bir heceye tekabül etmektedir. Hece yazısından sonra insanlar simgenin bir sese karşılık geldiği phonographic/ses yazısını kullanmışlardır. Ses yazı sisteminde her sesin özel bir sembolü bulunmaktadır. Sesleri temsil eden belli işaretlerden oluşan bu yazılara fonetik alfabe de denilmektedir. Günümüzde kullanılan Arap, Aramî, İbranî, Süryânî, Latin, Yunan, Hint, Gürcü ve Ermeni alfabeleri böyle bir simgeler sisteminden oluşmaktadır. Günümüz dünyasında yazı çeşitleri içerisinde, alfabeli yazı en çok tercih edilenidir. Bu harfli yazının yanı sıra amblem, logo ve sembol olarak bazı resim, şekil ve fotoğraflar da kullanılmaktadır. Ancak amblem, logo ve sembol, yazının bir alternatifi olarak değil de sadece destekleyicisi olarak tercih edilmektedir. Önemli olan yazıdır, özellikle de alfabeli yazıdır. Bu alfabeli yazının kimler tarafından icat edildiği hâlâ tartışmalıdır. Hatta genel olarak yazının icadı konusu bile tartışılmaya devam etmektedir. Zira modern bilimlere göre yazının icadı ile alfabeli yazının icadı farklı şeylerdir. Modern bilimlerin genel kabulüne göre yazıyı ilk defa Sümerliler ve Eski Mısırlılar, alfabeyi ise her iki coğrafya ortasında kalan Fenikeliler icat etmiştir. İlk alfabe, yazının icadından çok daha sonraları Doğu Akdeniz’de Fenike Arapları tarafından icat edilen yirmi iki (22) harfli bir yazı sistemidir. Bu alfabe dünyada kullanılan tüm alfabelerin temelini oluşturmaktadır. Modern bilimin genel kabulü bu yöndedir. İslâmî ilimlerde ise yazının Yemen’de Araplar tarafından icat edilip tarih boyunca kullanıldığı bilgisi yer alır. Yirmi sekiz (28) harften oluşan bu yazıya Müsned adı verilmektedir. İbn Haldûn bu görüşü savunmakta olup alfabeli yazıyı Yemen’de Hûd kavmine kadar geri götürmektedir. Hatta Hz. İsmâil, Mekke’ye yerleştikten sonra civardaki yerliler olan Cürhümlülerden bu yazıyı öğrenmiştir. Mukaddimesinde yazının kökeni ve gelişimi konularına değinen İbn Haldûn’a göre yazı, kültürdür; medeniyet, sanat, ilim ve teknolojidir. Medeniyet, sanat, ilim ve teknoloji de hadarîlerin özellikleridir. Bu sebeple bazılarının iddia ettiği gibi yazı, çoğunluğunu bedevîlerin oluşturduğu Kuzey ve Batı Araplarının icat edeceği bir sanat değildir. Kur’ân’da da Yemen’de çok eskiden beri yazının kullanıldığına dair işaretler vardır. Zira Hz. Süleymân, Yemen kraliçesi Belkıs’a mektup yazmış o da yazılan bu mektubu okumuştur. Tarih ve sosyoloji alanında önemli bir yere sahip olan İbn Haldûn’un yazının icadı ile ilgi bu görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini, yazı konusunda öne çıkmış Sümer, Mısır ve Fenike isimlerinin yanında Eski Yemenlilerin de değerlendirilmesini düşünmekteyiz.
Keywords