Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2023)

Raûf Yektâ Bey Türk Mûsikîsi’nin 24’lü Ses Sistemini Risâletü’ş-Şihâbiyye’den mi Almıştır?

  • Mehmet Öncel,
  • Turgut Yahşi

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.1325151
Journal volume & issue
Vol. 27, no. 2
pp. 459 – 479

Abstract

Read online

Osmanlı mûsikîsinin nazari sistemi, Safiyyüddin Urmevî (öl. 693/1294) ve Abdülkadir Meragî’nin (öl. 838/1435) eserleri üzerinden geliştirilmiştir. İlk dönem itibariyle bakıldığında nazarî anlamda 24 tonlu ses sistemi işlenmemiş olsa da pratikte bunun kullanıldığı açıktır. Ancak nazarî anlamda Urmevî’nin başlatmış olduğu 17 ses sistemi 20. yüzyıla kadar kullanılmaya devam etmiştir. Bu yüzyılla birlikte Raûf Yektâ’nın (öl. 1935) gayretleri ile Türk mûsikîsi nazariyat sistemi farklı bir noktaya evrilmiştir. Burada önümüze eşit olmayan 24’lü ses sistemi çıkmaktadır. 24 tonlu ses sisteminin yazılı olarak ilk izleri La Borde’nin (öl. 1208/1794) eserinde görülmektedir. Sonrasında Muhammed ʿAttar (öl. 1243/1828) ve öğrencisi Mikail Meşakka (öl. 1305/1888) ile 24 tonlu ses sistemi ile şöhret bulmuştur. Bu sistemi de içinde barındıran Meşakka’nın Risâletü’ş-Şihâbiyye fi’ṣ-ṣınâati’l-mûsikiyye isimli eseri modern Arap mûsikîsinin şekillenmesinde önemli bir köşe taşı olmuştur. Bu sistemi bir gazete yazısı vesilesi ile fark eden Raûf Yektâ, 24 eşit parçaya ayrılmış bu nota sisteminin Türk mûsikîsinde özellikle ara seslerin isimlendirilmesinde büyük kolaylık sağladığını tespit etmiştir. Yektâ’nın bu tespiti, Meşakka’nın sisteminde yer alan nota isimleri ile bazı farklılıklara rağmen büyük oranda benzerlik göstermiştir. Yektâ’nın Türk mûsikîsine sunduğu bu sistemin, Meşakka’nın sistemi ile temel farkı Yektâ’nın eşit olmayan (gayr-i müsavi) sesler şeklinde bir tercihte bulunmasıdır. Bu çalışmada yine 24 tonlu ses sisteminin ilk olarak kim tarafından ortaya konulduğu ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Ancak bu konu ile ilgili net bir veriye ulaşılamamıştır. Türk mûsikîsi açısından bakıldığında Yektâ’nın açtığı -her ne kadar Yektâ tarafından ortaya konulmasa da- bu sistemsel çığır Arel-Ezgi-Uzdilek üçlüsü ile günümüzün nazariyat temellerini atmasını sağlamıştır. Bu araştırmada Meşakka’nın eserinde yer verdiği birtakım kavramların Türk mûsikîsinde yer alan kavramları ile muhteva açısından aynı olduğu tespit edilmiştir. Murat Bardakçı’nın bir yazısında açıkça belirttiği ve Rauf Yektâ’nın da Türk mûsikîsinin ses sistemini oluşturmasında istifade ettiğini düşündüğümüz Mikail Meşakka tarafından yazılan Risâletü’ş-Şihâbiyye fi’ṣ-ṣınâati’l-mûsikiyye isimli eseri bu çalışmanın odak noktasıdır. Makalenin amacı 24 tonlu ses siteminin ilk izlerine kadar ulaşmak ve bunun Türk musikisi ile irtibatını ortaya koymaktır. Yapılan literatür çalışmasında gerek Mikail Meşakka’ya dair gerekse 24’lü ses sisteminin izlerinin ilk nerelere dayandığına dair ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Bu yönüyle bu sorulara cevap aramak makalenin özgünlüğünü oluşturmaktadır. Nitel araştırma yöntemi, doküman taramasıyla elde edilen bilgiler veri analiziyle ele alınmıştır.

Keywords