İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi (Jun 2018)
Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet Kıskacında Koşullanmışlık Olgusu (Fırat Üniversitesi Özelinde Bir Alan Araştırması)
Abstract
İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen süreçte kurduğu ilişkilerini, faaliyetlerini ve yaşam biçimini şekillendiren en büyük unsur kuşkusuz toplumsal mekanizmalardır. Her şeyden önce birey içinde doğduğu toplumun özelliklerini taşır. Biyolojik olan kadın ve erkek cinsiyeti dışında toplumun yarattığı kurallar çerçevesinde oluşan toplumsal cinsiyette vardır. Toplumsal cinsiyet tanımlamaları kişileri anne, baba, erkek ve kadın yapar. Toplumsal olarak kadına ve erkeğe çeşitli misyonlar yüklenmiştir. Toplumsal cinsiyet kadının ve erkeğin rollerini belirleyerek olunması gereken kadın ve erkek cinsiyet rolünü ortaya koyar. Bu bağlamda bireyler toplumsal ve sosyal yaşamda diğer bireylerle iletişime geçerken veya ilişki kurarken bu koşullanmaları temel alırlar. Kadın-Erkek, Kadın-Kadın, Erkek-Erkek arasındaki iletişimin veya şiddetin nedeni toplumsal koşullanmalar olabilir. Toplumsal olarak biçimlenen cinsiyet algısı bireylerin baskı altına aldığı lgbt’lilerin dışlanmasına da sebep olabilmektedir. Bu araştırmada toplumsal cinsiyet ve şiddet paradigması bağlamında koşullanmışlık olgusunun toplumda yaratmış olduğu etki analiz edilmeye çalışılmıştır. Cinsiyet koşullanmasının bireyler arsında iletişimsizliğe, hatta şiddete dahi neden olabileceği temel varsayımından hareket edilen bu çalışmada; kadın-erkek arasındaki anlaşmazlıklar, bireylerarası ötekileştirilmeler, toplumsal çatışmalar ve kişilerarası iletişimsizlikler bir anket uygulaması ile desteklenerek bilimsel olarak ortaya konulamaya çalışılmıştır. Özellikle genç kuşağa yönelik (Fırat Üniversitesi öğrencileri sınırlılığında) yürütülen bu saha araştırmasında değer atfedilecek önemli bulgulara ulaşılmış ve öne sürülen varsayımların çoğunun desteklendiği görülmüştür.