Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2019)
Tarihsel Romana Genel Bakış ve Dominique Baudis’nin Cebelitarık Âşıkları’nda Ülkü-Arzu Çatışması Üzerine Bir İnceleme
Abstract
XIX. yüzyıldan günümüze uzanan süreçte popülerliğini her geçen gün artıran tarihsel roman, bazı edebiyat bilimciler tarafından roman türünün özgül ağırlığı karşısında vasat düzeyde bir anlatı türü olarak ele alınırken, çoğu edebiyat bilimciye göre ise, romanın bir alt türü olarak kabul edilir. Türün sözcük yapısı incelendiğinde, nesnelliğin ve olgusallığın yansıması olarak değerlendirilebilecek “Tarih” disiplini ile, öznelliği ve hayâl gücünü temsil eden “Roman” türünün birleşimi söz konusudur. Bu nedenle disiplinlerarası kaynaşmaya örnek oluşturduğu söylenebilir. Roman türünün gerçek hayattan kesitler sunduğu düşünüldüğünde, tarihsel roman, okuru gerçeklikle daha yakından yüzleştiren bir edebî tür olarak kendini gösterir. Buna karşın, anlatılarda kurgunun her zaman bir adım önde ilerlediği görülür. Modern anlamda tarihsel romanın İngiltere’de başladığı bilinmesine rağmen, Fransız edebiyatında da seçkin örnekleri bulunmaktadır. Esasen bir siyasetçi olan Dominique Baudit’nin 2010 Prix Mediterranée ödülüne layık görülen Cebelitarık Âşıkları (Les Amants de Gibraltar, 2010) adlı romanı da bu örnekler arasında sayılabilir. Romanda anlatı kişileri arasında çeşitli konularda duygular ve eylemler düzeyinde cereyan eden bazı çatışmalara rastlanmaktadır. Genel olarak ülkü ve arzu kavramları üzerinden sınıflandırılabilecek bu çatışmalar, doğurduğu olumlu ya da olumsuz sonuçlar nedeniyle anlatı kişilerinin yaşamını etkilemektedir. Bu bağlamda Dominique Baudit’nin söz konusu tarihsel romanının incelendiği bu çalışmada, öncelikle tarihsel romandan, tarihsel romanın gelişiminden bahsedilmiş, ardından tematik inceleme konusu olarak ülkü ve arzu kavramları incelendikten sonra, kişi ve olaylar çerçevesinde bu kavramların anlatıdaki yansımalarına değinilmiştir. Yararlılık ve kalıcılık bakımından ülkü kavramının olumlu bir yönünün olduğu, buna karşın bireye ruhen zarar vermesi ve geçiciliği simgelemesi nedeniyle arzu kavramının olumsuz bir içeriğe sahip olduğu vurgulanmıştır.
Keywords