Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2022)

Dinî Muhtevalı Eser Örneği Olarak İbn Hayr’ın Mesnevisi

  • Nilay Kınay

DOI
https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1176833
Journal volume & issue
no. 29
pp. 255 – 273

Abstract

Read online

Klasik Türk edebiyatı geleneği eserlerinde her türden konu bulunmaktadır. Bu türlerin içinde genel olarak bakıldığında dinî içerikli eserler fazladır. Dinî muhtevalı olan türlerde insanların kabul ettiği dinin öğretileri, inançları nasıl uygulayacağı sorularına cevap bulunmaktadır. İnsanların ihtiyaçları göz önüne alındığında din alanında eserlerin yazılmasının sebebi daha iyi anlaşılmaktadır. Eserlerde daha önce bu din üzerinde yaşamış ve öne çıkmış şahsiyetlerin hayatları, yaşayış şekilleri, olaylara tepkileri merak konusu olmuştur. İnsanların sorularına cevap bulduğu bu tarz eserler her zaman daha çok ilgi uyandırmıştır. Çalışmaya konu olan İbn Hayr, eserlerini bu doğrultuda oluşturmuş bir sanatçıdır. Mecmua niteliğindeki bir yazmanın içinde hepsi de İbn Hayr’a ait olan beş mesnevi bulunmaktadır. İbn Hayr’ın yazmasının üzerinde şimdiye kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır ve kaynaklarda şairin hayatına dair bir bilgiye de rastlanmamıştır. Yazmadaki beş mesnevi, başlıkları ve konuları itibarıyla birbirinden bağımsız eserler olarak değerlendirilebilir. Bu beş mesnevinin içinden en sonda bulunan mesnevi bir başlık verilmeden kaydedilmiştir. Eserin müellifi beşinci mesnevisinde mahlas olarak İbn Hayr’ı kullanmıştır. Hayroğlu, Hayrun oğlu, İbn Hayr gibi mahlasları da diğer mesnevilerinde kullandığı görülmektedir. Mesnevinin, dil özellikleri dolayısıyla eski Anadolu Türkçesi vasıflarını taşıdığı görülmektedir. Bu çalışmada mesnevinin tanıtımı, dil ve anlatım özellikleri, nüsha özellikleri, beyit sayısı, eserin muhtevası gibi konulara değinilecektir. Yazmanın en son kısmında bulunan beşinci mesnevinin konusu insanın yaratılış gayesi, dünyadaki görevleri ve sonsuz hayat için yapması gereken hazırlıkların neler olduğuna dairdir. Toplamda 2074 beyitten oluşan mesnevide yer alan insanın yaratılışı konusuyla ilgili müellifin görüş ve düşüncelerinden bir inceleme yapılmıştır. Bu anlamda mevcut mecmuanın tanıtımının yapılması ve içinden bir mesnevinin incelenmesi, gerek konunun anlaşılması gerekse mesnevinin tanıtılması açısından literatüre katkı sağlayacaktır. Şair, aruz vezni ile yazdığı eserinde ahlak öğretilerinin yanı sıra İslam dini için insanların yapması gereken dünyevî-uhrevî uğraşları anlatmıştır. Bu işler yapıldığında alacağı mükâfatlar ya da yapmadığı zaman göreceği cezalar üzerinde durmuştur. Şair, Müslüman bir bireyin üzerine düşen vazifelerini anlatmıştır. Özellikle namaz bahsi konusunu detaylı olarak yazmıştır. Bu da toplumda İslam inancını artırma gayretine yönelik çalışmalardır. Şairin eserinde kullandığı terimler, dinî konudaki bilgisini göstermektedir. Şair ayet ve hadisleri eserinde kullanarak anlatmak istediği konunun daha da somutlaşmasını ve nitelik kazanmasını sağlamıştır. Örnek vermek istediği konu ile alakalı olarak İslam büyüklerinin hayatlarından nakiller yaparak kıssalar anlatmıştır. İnsanın asıl gayesinin, dünyaya geliş amacının Allah’ı tanımak ve kulluk etmek olduğunu çoğunlukla eserinde vurgulamıştır. Böyle bir amaç için yaşayan insanların doğru kul olduğu bilincini aşılamıştır. Müellif, bu bilinç ile yaşayan bir insanın yaratılmışların en üstünü olma vasfını taşıyacağını belirtmiştir. Şaire göre insanı diğer yaratılan varlıklardan ayıran da bu özelliğidir. Ayrıca kişinin sorumluluğunu bilip her anının farkında olması gerekir. Çünkü bilinçli insan kendi hayatına olumlu etkiler sağlayacağı gibi içinde yaşadığı toplumu da huzura yöneltecektir. Böylelikle insanların her iki dünyada mutluluk içinde yaşayacağı bir hayatı olacaktır.

Keywords