Journal of Contemporary Medicine (Jun 2020)

EVALUATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN NEUTROPHIL TO LYMPHOCYTE RATIO AND RENAL OUTCOMES PATIENTS WITH CHRONIC RENAL DISEASE

  • Pervin Özkan,
  • Edip Erkuş,
  • Fatih Ergül,
  • İbrahim Güney,
  • Suleyman Karakose

DOI
https://doi.org/10.16899/jcm.723339
Journal volume & issue
Vol. 10, no. 2
pp. 207 – 212

Abstract

Read online

ABSTRACT Aim: Regardless of the cause of renal disease, there is strong evidence that an acute and chronic proinflammatory condition exists in adults with chronic renal disease (CRD) and End Stage Renal Disease (ESRD) and that inflammation contributes to morbidity and mortality. In this study, we aimed to investigate whether neutrophil to lymphocyte ratio (NLR) and platelet to lymphocyte ratio (PLR) are associated with poor renal outcome (ESRD + Death) in patients with CRD. Materials and Methods: 194 Turkish CRD (stage 3-5) patients who were regularly came to the nephrology outpatient clinic were enrolled to study. patients records were evaluated and groupped according to the renal status and mortality at the end of four years follow up time. Results: During the follow-up period, 15 out of 194 patients died, renal replacement treatment began to 89 patients and remaning 90 patients were still followed as non-ESRD patients. When compared the patients with ESRD and who were still followed up as non-ESRD patients there was a statistically significant difference in male gender, follow-up time, BMI, SBP, DBP, baseline eGFR, albumin, Hb, Ca, P, NLR, PLR and spot urine creatine ratio.NLR was as an independent risk factor in CRD patients for the progression of the disease and the poor renal outcome. Conclusion: In conclusion, we demonstrated that NLR is an independent predictor of ESRD and poor renal outcome in CRD patients. Therefore, NLR measurement may be useful in predicting the progression of kidney disease in CRD patients. Keywords: Neutrophil to lymphocyte ratio, platelet to lymphocyte ratio, chronic renal disease, progression ÖZET Amaç: Böbrek hastalığının nedenine bakılmaksızın, kronik böbrek hastalığı (KBH) ve Son Evre Böbrek Hastalığı (SDBY) olan yetişkinlerde akut ve kronik proinflamatuar bir durumun var olduğuna ve inflamasyonun morbidite ve mortaliteye katkıda bulunduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Bu çalışmada, CRD hastalarında nötrofil / lenfosit oranının (NLR) ve trombosit / lenfosit oranının (PLR) kötü böbrek sonucu (ESRD + Ölüm) ile ilişkili olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Gereç ve yöntem: Nefroloji polikliniğine düzenli olarak başvuran 194 Türk CRD (evre 3-5) çalışmaya alındı. Dört yıllık izlem süresi sonunda hasta kayıtları böbrek durumuna ve mortaliteye göre değerlendirildi. Bulgular: Takip süresi boyunca 194 hastadan 15'i öldü, 89 hastaya renal replasman tedavisi başlandı ve 90 hasta halen ESRD olmayan hastalar olarak takip edilmektedir. ESRD olan hastalar ESRD olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında erkek cinsiyet, takip süresi, BMI, SBP, DBP, başlangıç eGFR, albümin, Hb, Ca, P, NLR, PLR ve spot idrar kreatin oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı. NLR, CRD hastalarında hastalığın ilerlemesi ve kötü böbrek sonucu için bağımsız bir risk faktörü olarak bulundu. Sonuç: Sonuç olarak, NLR'nin CRD hastalarında bağımsız bir ESRD ve kötü böbrek sonucu öngörücüsü olduğunu gösterdik. Bu nedenle NLR ölçümü, CRD hastalarında böbrek hastalığının ilerlemesini tahmin etmede yararlı olabilir. Anahtar Kelimeler: Nötrofil / lenfosit oranı, trombosit / lenfosit oranı, kronik böbrek hastalığı, progresyon

Keywords