Eskiyeni (Sep 2022)

Immanuel Kant Bir Faydacı Olabilir mi? Kant’ın, Deneyci Ahlâk Teorilerine Yönelik Eleştirileri

  • Fatıma Güner,
  • Hümeyra Özturan

DOI
https://doi.org/10.37697/eskiyeni.1016150
Journal volume & issue
no. 47
pp. 489 – 516

Abstract

Read online

Ahlâk felsefesi söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerden biri Immanuel Kant’tır. Kant’ı ahlak felsefesi için bu kadar önemli kılan husus ise Antik Çağ’dan modern döneme kadar hakimiyetini sürdüren tüm ahlâk öğretilerini reddetmesi ve temelini saf akıldan alan ahlâk yasasının imkânını ortaya koyma çabası olmuştur. Bu bağlamda felsefe tarihi boyunca deneye dayanan tüm ahlâk öğretilerinin karşısına Kant’ın ahlâk felsefesi getirilmiş, Kant’ın ödev ahlâkı çoğunlukla deneyci ahlâk eleştirisi olarak okunmuş ve yorumlanmıştır. Yaygın kanaatin bu yönde oluşmasının en temel sebebi, Kant’ın ahlâk felsefesi ile ilgili yazılarında, temelini deneyden alan tüm ahlâk öğretilerini, ahlâkı kökünden söken ve sarsan ciddi bir tehlike olarak kabul etmesidir. Bu anlamda en açık ifadelere Kant’ın Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi ve Pratik Aklın Eleştirisi isimli eserlerinde rastlamak mümkündür. Kant Ahlâk Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı eserinde temel amacının ahlâk ilkelerinin kaynağını kişiden kişiye, durumdan duruma değişen deneysel ögelerden kurtarıp, evrensel ve mutlak zorunluluk taşıyan ahlâk yasasının imkanını ortaya koymak olduğunu söyler. Pratik Aklın Eleştirisi isimli eserinde ise temelini deneyden alan öğretiler ile ahlâk yasasının kılı kırk yarar biçimde ayrılması gerektiğini belirtir. Bu ifadeler Kant’ın deneyci ahlâkı, dolayısıyla da faydacılığı eleştirdiğini ve ahlâka dair düşüncelerinin faydacı öğretilerden pek çok anlamda farklı olduğunu göstermektedir. Zira faydacılık, ahlâk ilkelerinin temelini deneysel ögeler olarak kabul etmesiyle deneyci ahlâk anlayışları arasında yer almaktadır. Bununla beraber Kant’ın eleştirilerine ve her iki teori arasındaki temel farklılıklara rağmen, özellikle Kant ahlâkında başka insanlara karşı ödevlerimize yapılan vurgu ve başkalarının amaçlarını kendi amaçlarımızmış gibi benimsememizin ahlâkî bir ödev olması gibi bazı noktalar, önde gelen faydacılar tarafından onun ahlâk felsefesinin aslında faydacı olabileceği veya faydacılıkla uzlaştırılabileceği şeklinde anlaşılmıştır. Bu anlayışa göre bir insanın aynı anda hem Kantçı hem de faydacı ahlâk ilkelerini benimsemesi en azından teorik olarak mümkündür. Kantçılık ve faydacılığın uzlaştırılabileceği iddiasının karşısında yaygın bir şekilde kabul edilen görüş ise Kant’ın kesinlikle bir faydacı olamayacağı ve felsefesinin hiçbir şekilde faydacılıkla uzlaştırılamayacağıdır. Biz bu makalede öncelikle Kant’ın temel eserlerinde yer alan deneyci ahlâka yönelik eleştirilerini “ahlâk ilkelerinin kaynağı eleştirisi”, “en yüksek iyi eleştirisi” ve “insanın araçsallaştırılması eleştirisi” şeklinde üç başlık altında ele alacağız. Çalışmamızda elde ettiğimiz bilgilerden hareketle ikincil literatürde yer alan Kant’ın bir faydacı olup olamayacağı tartışmasına, bazı pratik ahlâk problemleri çerçevesinde iki görüşü karşılaştırarak cevap bulmayı amaçlamaktayız.

Keywords