Trabzon İlahiyat Dergisi (Dec 2024)
‘Şefaatim, Ümmetimden Büyük Günah İşleyenler İçindir’ Rivayetinin Hadis Kritiği Açısından İncelenmesi
Abstract
Şefaat, sem‘iyyât denilen İslâm inanç ilkeleri arasında Kur’ân-ı Kerîm’de zikri çok geçen konulardan biridir. Şefaatin terim anlamıyla kullanıldığı yirmi beş ayetten yirmisinin Mekkî olması dikkat çekicidir. Bilindiği gibi Mekkî sûrelerin karakteristik özelliklerinden biri de müşriklerin inançlarındaki şirk unsurlarını ıslah ederek saf bir tevhid inancına yönlendirmektir. Bazı ayetlerde şefaat, mutlak olarak nefyedilirken; bazılarında ise şirk anlayışları doğrultusunda müşriklerin ahirette putlardan şefaat bekleyeceklerine işaret edilerek bu beklenti şiddetli bir şekilde kınanmaktadır. Bir kısım ayette ise; hakka şahitlik etme, Allah’tan korkma, Allah katında söz alma gibi özelliklere sahip olan kişiler için Allah’ın izni ve rızasına bağlı olarak şefaat mümkün görülmektedir. Ayetlerde zahiri anlamları itibarıyla hem mutlak anlamda şefaatin olmadığının ifade edilmesi hem de belirli özellikleri taşıyan kişiler için mümkün görülmesi, farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Görüş farklılıkları “büyük günahlara şefaatin imkânı” konusunda yoğunlaşmıştır. Mürcie, Şîa, ve Sünnîler “Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir” hadisine istinaden büyük günahlar için şefaati kabul etmektedir. Bazı Mu‘tezile mensupları ise sened tenkidi açısından bir gerekçe göstermeden mezkûr hadisi sahih kabul etmemekte, sahih olsa bile âhad olması sebebiyle itikadî bir konu olan şefaat hakkında delil olarak kullanılamayacağını iddia etmektedirler. Onlar rivayetin metin ve muhtevasını “usûl-i hamse” adını verdikleri beş inanç esasından “adâlet” ve “va‘d ve vaîd” ilkelerine aykırı gördükleri için farklı bir yaklaşım sergilemişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’e göre varlığı kesin olan şefaati “cennete girenlerin derecelerinin yükseltilmesi” olarak anlamışlardır. Çağımızda da bazı ilim adamları ilgili hadisleri ve sıhhat durumlarını dikkate almaksızın şefaat olgusunu tamamen aklî yorumlarla reddetmektedirler. Bu durumda ihtilafların çözümünde söz konusu hadisin sıhhat durumu önem arzetmektedir. Yapılan araştırma ile şefaat hakkındaki farklı görüşlerin kesiştiği noktada yer alan mezkûr rivayetin sıhhat durumu ortaya konularak ihtilafların çözümüne katkı sağlanması hedeflenmiştir. Ayrıca naslardan istidlâl etmede Kur’ân-ı Kerîm’in beyanı olan hadislerin öneminin ve metodolojik olarak konumunun vurgulanması gözetilmiştir.