Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2018)
Zihinsel Engelli Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik Din Eğitimi: Yarı Deneysel Bir Çalışma-Destek Eğitim Odası
Abstract
Ülkemizde hafif düzey zihinsel engelli öğrenciler kaynaştırma yolu ile genel eğitim sınıflarında eğitim görmektedirler. İhtiyaca binaen bu öğrenciler için Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) hazırlanmaktadır. BEP’in zihinsel engelli öğrencilerin din eğitimlerine etkisi henüz yeterince tartışılmamıştır. Bu araştırmanın amacı, BEP’in zihinsel engelli öğrencilerin din eğitimi başarılarına etkisini ve bu öğrencilerin dini öğrenme düzeylerini incelemektir. Bu amaçla, ilkokul 4. sınıfta okuyan 6 hafif düzey zihinsel engelli kaynaştırma öğrencisine genel eğitim sınıfında verilen din eğitimine ek olarak, destek eğitim odasında bir eğitim ve öğretim yılı boyunca haftada 2’şer saat eğitim yapılmıştır. Yarı deneysel olarak tasarlanan çalışma, tek denekli çoklu başlama modeline göre düzenlenmiştir. Eğitim süreci; Başarı Testi, Öğretmen Gözlem Formu ve Öz Değerlendirme Formuna dayanan ön test, son test ve kalıcılık testleri ile değerlendirilmiştir. Neticede BEP’in zihinsel engelli kaynaştırma öğrencilerinin (ZEKÖ) din eğitimi başarılarını olumlu etkilediği görülmüştür. Bu çerçevede öğrencilerin toplumdan özellikle de akranlarından etkilendiği, zaman verildiğinde dini bilgiyi yapılandırdıkları, normal bireylerin dini davranışlarını anlamlandırdıkları, daha duygusal oldukları, günlük yaşamda kullanılmayan dini bilgileri unuttukları, başardıkça öz güven ve öz saygılarının arttığı ve değerleri içselleştirebildikleri tespit edilmiştir. Özetİnsanlar yaratılışları itibariyle birbirinden farklılık gösterirler. Bu farklılık engelli olarak nitelendirilen insanlarda daha fazladır. Bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından ciddi derece farklılık gösteren ve bundan dolayı oynaması gereken rolleri oynamakta sıkıntı çeken engelli bireyler birkaç grupta değerlendirilir. Bu gruplardan biri zihinsel engellilerdir. Zihinsel engelliler normal bireyler gibi çeşitli haklara sahiptirler. Bu haklardan biri de eğitim hakkıdır. Ulusal ve uluslararası yasalar zihinsel yetersizliği olan bireylerin söz konusu bu eğitim haklarını güvence altına almıştır. Benzer şekilde İslam dini ve onun en iyi uygulayıcısı Hz. Muhammed de zihinsel engellilerin dilenci kitlelerine dönüşmelerine ya da evlere tecrid edilmelerine rıza göstermemiş bilakis onları toplumla bütünleştirmeye çalışmıştır. İslam’a göre zihinsel yetersizliği olan bireyler “eda ehliyetine” sahip olmasalar bile “hak ehliyetine” sahiptirler. Bu hak, onların normal bireyler gibi ancak farklılıklarını dikkate alan bir eğitim almalarını gerekli kılmaktadır. Zira zihinsel engelli öğrenciler öğrenme özellikleri itibariyle akranlarından faklılaştıklarından normal öğrenciler için düzenlenen eğitim öğretim etkinliklerinden yeterince faydalanamamaktadırlar. Bu yüzden zihinsel engellilerin başarılı olmaları ve bağımlı olmadan toplumla yaşamaları için bu öğrenciler özel eğitime ihtiyaç duymaktadırlar. Son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de özel eğitime gereksinim duyan zihinsel engelliler için “en az kısıtlanmış eğitim ortamı” ilkesi dikkate alınarak akranları ile birlikte eğitim almalarını öngören bir yaklaşım benimsenmektedir. Bu yaklaşım tüm eğitim kademelerinde uygulanmaya çalışılmaktadır. Rehberlik ve Araştırma Merkezinde yapılan tanı ve değerlendirmelere bağlı olarak Zihinsel engelli öğrencilerin büyük bir kısmı normal okullara yerleştirilmektedirler. Bu öğrenciler, diğer dersler gibi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini normal öğrenciler ile birlikte almaktadırlar. Bununla birlikte öğrenmelerine bağlı olarak destek eğitim odasında 1-3 kişi olarak ayrı eğitim alma hakları da bulunmaktadır. Tanıları Rehberlik ve Araştırma Merkezlerince yapılan bu öğrencilerin eğitiminde gerekli öğretimsel uyarlamalar öğrencilerin eğitiminde temel rol oynayan öğretmence yapılmaktadır. Özel eğitime gereksinim duyan söz konusu zihinsel engelli kaynaştırma öğrencilerin eğitiminde önemli unsurlardan biri de bireyselleştirilmiş eğitim programıdır. Bu program öğrenci eğitimine katkısı olabilecek tüm paydaşların işbirliği ve ortak kararı ile hazırlanmaktadır. Öğrencinin öğrenme öğretme etkinliklerine katılma durumu, destek eğitim odasında alacağı eğitimin miktarı ve niteliği bu programı çerçevesinde yapılmaktadır.Kaynaştırma yolu ile eğitim alan zihinsel engelli öğrencilerin eğitiminde en önemli derslerden biri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersidir. Çünkü bu ders öğrencinin sosyalleşmesinde ve bağımsız olarak hayatını sürdürmesinde ciddi katkılar sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak kaynaştırma yolu ile yapılan din eğitiminin niteliğini bilimsel düzeyde araştıran sınırlı sayıda çalışma mevcuttur. Dahası bu çalışmalar içerisinde yarı deneysel olarak uygulamalı yapılana şuana değin rastlamamıştır. Bu çalışma zihinsel engelli öğrencilere yönelik kaynaştırma yolu ile yapılan eğitimin niteliğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu temel amaç doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim programına bağlı olarak destek eğitim odasında yapılan din eğitiminin öğrencinin başarısına katkısını belirlemeyi hedeflemektedir. Ayrıca zihinsel engellilerin din öğrenmelerine yönelik zihinsel becerilerini nasıl kullandıklarına dair çıkarsamalar yapmayı mümkün kılmaktadır. Çalışmanın amacına bağlı olarak 2015- 2016 eğitim öğretim yılı boyunca ilkokul 4. Sınıf öğrencisi 6 zihinsel engelli kaynaştırma öğrencisi ile eğitim yapılmıştır. Yarı deneysel olarak tasarlanan çalışma, tek denekli çoklu başlama modeline göre düzenlenmiştir. Eğitim süreci başka bir ifade ile zihinsel engelli öğrencilerin dini öğrenmelerine yönelik gelişimleri; Başarı Testi, Öğretmen Gözlem Formu ve Öz Değerlendirme Formuna dayanan ön test, son test ve kalıcılık testleri ile değerlendirilmiştir Çalışmanın bulguları; İnanç, İbadet, Hz. Muhammed, Kur’an ve Yorumu, Ahlak, Din ve Kültür öğrenme alanlarına göre tasnif edilmiştir. Tüm öğrenme alanlarında öğrencilerin son test başarı puanları ön test başarı puanlarından yüksek bulunmuştur. Bu durum bireyselleştirilmiş eğitim planına dayalı destek eğitim odasında yapılan din eğitimin öğrencinin başarısına olumlu katkı sağladığını göstermektedir. Kalıcılık testi sonuçlarının ise son test sonuçlarına yakın olması ise öğrencilerin edindikleri kazanımları kısa sürede kaybetmedikleri şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca öğrencilerin toplumdan özellikle de akranlarından etkilendiği, zaman verildiğinde dini bilgiyi yapılandırdıkları, normal bireylerin dini davranışlarını anlamlandırdıkları, daha duygusal oldukları, günlük yaşamda kullanılmayan dini bilgileri unuttukları, başardıkça öz güven ve öz saygılarının arttığı ve değerleri içselleştirebildikleri tespit edilmiştir. Bu sonuçlara bağlı olarak aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.Destek Eğitim Odaları işlevli hale getirilerek, bu odalarda konunun mahiyetine ve hedeflerine bağlı olarak bireysel ya da grup şeklinde, BEP’e dayalı din eğitimi yapılmaya özel önem verilmelidir.Din eğitiminde ZEKÖ’lerin performansları dikkate alınarak, normal yaşamlarına katkılarına göre dinin ilgili boyutuna ağırlık verilmeli ve bu süreçte tutarlı ve sabırlı olunmalıdır.ZEKÖ’ler farklı öğrenme ve algılama düzeyine ve yaşamın her aşamasında farklı gelişimsel özelliklere sahip olduklarından, onlara yönelik din eğitimi, ilgi ve meraklarından hareketle mevcut kapasitelerini doğru kullanabilmelerini öncelemelidir.ZEKÖ’ler dinin bilgi boyutundan ziyade duygu boyutundan etkilendikleri için onlara yönelik din eğitimi akademik, literal ya da doktriner olmaktan ziyade onların his ve duygularına hitap eden yaşama dönük olmalıdır.Farklı çalışma grubu öğrencileri ile benzer çalışmalar yapılarak konu ile ilgili varılan sonuçlar karşılaştırmalı olarak yorumlanmalıdır.
Keywords