Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Sep 2023)

Fıkhü’l-Hadis Bağlamında Namazda Ellerin Bağlanmasıyla İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi

  • Murat Mirzaoğlu

DOI
https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1256597
Journal volume & issue
no. 32
pp. 316 – 344

Abstract

Read online

İslam Dini’nin, Kur’an’dan sonra ikinci kaynağını oluşturan Sünnet, fıkhî hükümler için de bir kaynak ve delildir. Bu itibarla çeşitli ekoller fıkhî çıkarımlarda bulunurken Hz. Peygamber’in sünnetini esas almışlardır. Hz. Peygamber’in namaz kılarken taabbudi olarak yaptığı fiiller çeşitli hadis eserlerinde geçmektedir. Onun namaza dair rivayet edilen hadislerinden biri de kıyamda iken sağ eliyle sol elini tutmasıdır. Bu çalışmada namazda ellerin bağlanması ile ilgili rivayetler fıkhü’l-hadis bağlamında değerlendirilmektedir. İlgili hadislerin, hadis eserlerindeki yeri, sıhhat açısından değerleri ve râvîlerin cerh ve tadil açısından tenkide tabi tutulmaları gibi teknik bilgiler öncelikli olarak ele alınmaktadır. Fıkıh mezheplerinin konuya dair referans aldıkları hadisler ve inşa ettikleri hükümler eleştirel bir bakış açısıyla ortaya konmuştur. Rivayet metinlerinde Hz. Peygamber’in namazı kılma şekline dair bir çok bilgi aktarılmaktadır. Bu çalışmada Hz. Peygamber’in, namazda ellerini bağlarken ellerini nereye koyduğuna dair rivayetlerde geçen bilgilerden ziyade, namazda el bağlamanın olup olmadığı değerlendirilmektedir. Rivayetlerin çokluğu sebebiyle ilk üç asır değerlendirmeye tabi tutulmuş ve sadece merfû hadisler incelenmiştir. Aralarındaki benzerlik sebebiyle bazı mürsel rivayetler de sened tenkidi yapılmaksızın yeri geldikçe zikredilmiştir. Rivayetlerin senedlerinde adları geçen râvîler, bütüncül bir bakış açısı elde etmek için sened ağında gösterilmiştir. Cerh ve tadil lafızları belirtilerek râvîlerin güvenilirlikleri, tabakat kitapları incelenerek ortaya konmuştur. Böylece bu çalışma, hadisler ve fıkhî görüşler analiz edilerek tümevarım yöntemi ile şekillenmiştir. Fıkhî mezheplerin çoğunluğuna göre namazda iftitah tekbirinden sonra sağ elin sol elin üzerine konulması sünnettir. Cumhurun dışında kalan Mâlikî mezhebinde farz ve nâfile namazlarda ellerin durumu ile ilgili farklı hükümler mevcuttur. Buna göre farz namazlarda ellerin bağlanması mekruh, nafile namazlarda ise kıyamın uzaması durumunda dinlenmek maksadıyla caiz görülmüştür. Cumhur, görüşünü temellendirirken çalışmamızda ele aldığımız birtakım hadisleri delil olarak zikretmiştir. Mâlikî mezhebinde ise merfû hadislerden ziyade mezhebin kurucusu Mâlik b. Enes’e isnad edilen görüşler baz alınarak temellendirme yapılmaktadır. Oysaki Mâlik b. Enes’in Muvatta’ adlı eseri incelendiğinde, namazda ellerin bağlanması gerektiğine dair iki tane rivayete yer verildiği görülmektedir. Bu durumda Mâlikî mezhebinin savunduğu görüşte bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Elde edilen bulgular, bu tutarsızlığın iki sebebi olabileceğinin olabileceğini göstermektedir. Birincisi, Mâlik’in, Muvatta’ adlı eserinde rivayet ettiği hadislerle uyuşmayan bazı uygulamalar geliştirmesidir. Öyle ki söz konusu tutarsızlığı nedeniyle Mâlik, zaman zaman eleştirilerin odağı haline gelmiştir. İkincisi, sünnetle sabit olmasına rağmen Mâlik’in bir mazeret dolayısıyla bu sünneti terk etmiş olabileceği görüşüdür. Nitekim Mâlik’in, yaşamış olduğu mihne olayı neticesinde namazda ellerini bağlayamadığı birçok kaynakta zikredilmektedir. Ancak Mâlik’in mihne sürecine dair farklı görüşler serdedilmiştir. Mâlik’in, mihne sürecinde, baskı altında karısını boşayan birinin talakını geçersiz sayan bir hadisi rivayet etmesi sebebiyle işkenceye maruz kaldığı ifade edilmiştir. Bazı kaynaklarda ise Mâlik’in, baskı altında yapılan yeminin geçersiz olduğunu ifade eden fetvasından dolayı bu işkenceye maruz kaldığı belirtilmiştir. Mâlik’in bu fetvası, Abbâsî yönetimi tarafından siyasi otoriteye yönelik bir tehdit unsuru olarak değerlendirilmiştir. Nihayetinde işkenceye maruz kalan Mâlik’in, namazda ellerini bağlayacak bir konjonktüre sahip olmadığı iddia edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde, Mâlikî mezhebinin müteahhirun âlimleri, namazda ellerin bağlanmamasını fıkhî delillerle gerekçelendirmeye çalışmışlardır.

Keywords