Hitit İlahiyat Dergisi (Apr 2024)

Güvenlik ve İktisat Bağlamında Abbâsî Hilâfetinin Kendi Coğrafyasına Bakışı

  • Abdülvahid Yakub Sipahioğlu

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.1435933
Journal volume & issue
Vol. 23, no. Din ve Coğrafya
pp. 246 – 263

Abstract

Read online

Devletler üzerlerinde kuruldukları coğrafyaların sağladığı temeller üzerinde yükselirler. Bu temeller bir devlete kendisini ayakta tutacak iktisadi koşulları sağladığı gibi onun var oluşunu belirleyen özelliklere de sahiptirler. İktidarlar bu durumun bilincinde olarak sınırlarını belirleyip yollarını ve kalelerini inşa ederken hem iktisadi koşullarını geliştirmeyi hem de düşmanlarına karşı korunmayı hedeflerler. Bu önermelerin doğal bir sonucu olarak her devletin bir coğrafya bilinci olabileceğini iddia etmek mümkündür. Coğrafya ile iktidar arasındaki ilişkiyi kuran bu bilinç İslâm tarihinin ilk asırlarında var olan hilâfet yönetimi ve özellikle Abbâsî devleti örnekliğinde görülebilir. Bazı araştırmacılara göre klasik dönemde coğrafya yazıcılığının biçimini belirleyen iktidar-coğrafya ilişkisi Abbâsîler söz konusu olduğunda farklı boyutlar kazanır. Müslüman coğrafya yazıcılığının en eski örneklerinin görüldüğü Abbâsîler devrinde halifelerin yürüttükleri faaliyetler ve coğrafyalarına olan yaklaşımları iktidar-coğrafya ilişkisinin güvenlik ve iktisat bağlamında nasıl şekillendiğini ortaya koymaktadır. Çalışmada bu yaklaşımdan hareketle İslâm’ın erken döneminin siyasi anlamda son halkasını teşkil eden Abbâsîlerde iktidar-coğrafya ilişkisi halifelerin inşa faaliyetleri ve devletlerini biçimlendirirken attıkları adımlar çerçevesinde gözden geçirilecektir. Bunun için öncelikle devletin Irak’ı merkez edinmesi ve başkent olarak Bağdat’ın inşası süreci ele alınacaktır. Ardından köprü başı şehirler olarak nitelendirilecek Rey ve Rakka şehirlerinde Abbâsîler’in ilk iki asrı boyunca halifelerin yürüttüğü siyaset gözden geçirilecektir. Son olarak Sâmerrâ döneminin ardından Abbâsî merkezî gücünün toparlanma süreci değerlendirilecektir.Çalışmada Abbâsîlerde İktidar, İktisat ve Coğrafya (132-292/751-908): İbn Haldûn’un Yaklaşımı Bağlamında Bir İnceleme adlı doktora tezinde yer alan Abbâsîler’in siyasetlerini güçlü bir coğrafya düşüncesiyle oluşturdukları fikrinden hareket edilmektedir. Coğrafya bilgisi ile iktidarın biçimlenmesi, kendini yeryüzünde konumlandırması gibi durumların Abbâsî dünyasından örnekleri bu fikirle incelenmektedir. Bunun için Abbâsî siyasetinin ana aktörleri olan halifelerin coğrafyalarına bakışlarını ve Abbâsî döneminde önemli bir kısmı devlet görevi almış; İbnü’l-Mukaffa‘, Belâzürî, Ya‘kûbî, Taberî, İbn Hurdazbih, İbnü’l-Fakih ve Kudâme b. Ca‘fer gibi müelliflerin yaklaşımları konu edinilmiştir. Böylece halifeler ve Abbâsî kâtiplerinin yaklaşımları ile bir “Abbâsî bakışı” tespit edilmeye çalışılmıştır. Coğrafyanın bir mesele olarak Abbâsî iktidarı üzerindeki temel etkisine dair analizi ile İbn Haldûn çalışmanın temel yaklaşımını belirleyen bir kaynak olurken, halifeliği bir bütünlük içinde inceleyen İbnü’t-Tıktakâ’nın değerlendirmeleri de önemli bir yer tutacaktır. Bunun yanında Bağdat’ın kuruluşunu, Rey ve Rakka şehirlerinin iktisadi tarihini ve Halife Mu‘tazıd dönemindeki reformları inceleyen araştırmalara müracaat edilecektir. Müslüman coğrafyacılığı hakkındaki temel tespitler için Paul Heck ve Abbâsî katipleri/bürokratlarının Hayrettin Yücesoy gibi isimlerin çalışmalarına da yer verilecektir.Çalışmada Abbâsîler’in doğrudan yönetimlerini kendi devirlerinde kaleme alınmış eserlerde görüldüğü üzere insan hayatı için en ideal bölgede kurdukları ve hilâfet coğrafyasının elden çıkan kısımlarının yönetimlerini devrettikleri görüldü. Irak’ın merkez olarak seçilmesi ve Bağdat’ın konumunun seçilmesi sürecinin güvenlik ve iktisadı önceleyen bir bakışın yansıması olduğu değerlendirildi. Rey ve Rakka şehirlerine Abbâsî halifelerinin gösterdiği ilgi incelendiğinde; yönetim coğrafyasının belirlenmesi ve merkez ile başkentin konumlarının tespit edilmesini tamamlayan bir husus olarak halifelerin doğuya ve batıya açılan yolları kontrol altına almak istedikleri görüldü. İncelenen son hususta görüldüğü üzere Halife Mu‘tazıd dönemi reformları ile devletin merkezi gücünün yeniden inşası bu döneme kadar oluşan coğrafi konseptin yeniden teyit edildiği tespit edildi.