Din ve Bilim Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi (Dec 2022)

Süleyman Nahîfî’nin “Ravzatü’s-Safâ fî Sîreti’l-Mustafâ” Adlı Eserinin İncelenmesi

  • Hasan Fahri Tan

DOI
https://doi.org/10.47145/dinbil.1205459
Journal volume & issue
Vol. 5, no. 2
pp. 342 – 360

Abstract

Read online

Bir insanın ataları hakkında bilgi sahibi olmak adına araştırmalar yapması tarih boyunca bir edim olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek aile gerekse aileleri oluşturan sülalelerin bilgisi sözlü kültürle olsun, yazılı kültürle olsun nesilden nesile taşınmıştır. Bir ailenin ulaşılabilen en eski büyüğünden başlanarak içinde bulunulan zamandaki en genç ferdine kadar bir ağaç resmi veya doğrudan sıralama vasıtasıyla oluşturulan eserlere şecere adı verilmektedir. Şecere, kadim bir gelenek olup Türk toplumunun yanı sıra Fars, Hint ve Arap toplumlarında önemli bir yere sahiptir. Asil bir soydan gelmenin üstünlük vesilesi kabul edildiği bu toplumlarda özellikle yönetici kesimin nesep tespitine önem verilmiş ve bu geleneğe uyarak birçok eser kaleme alınmıştır. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav.)’i tanımak, onun hayatını içselleştirmek ve şefaatine nail olmak için Hz. Peygamber’in şeceresini yazmak Müslüman şair ve yazarların tarih boyunca ilgisini çekmiş ve bu alanda telif ve tercüme, manzum ve mensur olmak üzere birçok eserler verilmiştir. Bunlardan biri de el-Cevvânî’nin eş-Şeceretü’l-Muhammediyye adlı eseridir. Söz konusu eseri, 18. yüzyıl şairlerinden Süleyman Nahîfî, “Ravzatü’s-Safâ fî Sîreti’l-Mustafâ” adıyla Arapçadan Türkçeye tercüme etmiştir. Nahîfî’nin eserindeki edebî dil ile metnin bazı yerlerinde mısra, beyit ve rubailer kullanması eseri tercümeden ziyade telife yaklaştırmıştır. Söz konusu eser Türk-İslam Edebiyatı alanına dair önemli bir yer teşkil etmektedir. Mezkûr eser önemine binaen alana katkı sağlaması amacıyla bu çalışmaya konu edilmiştir.

Keywords