İlahiyat Akademi (Jun 2024)

Süleymân b. Dâvûd eş-Şâzekûnî ve Hadis İlmindeki Yeri

  • İbrahim Saylan

DOI
https://doi.org/10.52886/ilak.1436426
Journal volume & issue
no. 19
pp. 33 – 60

Abstract

Read online

Çalışmada, hicrî 2. asrın son yarısı ile 3. asrın ilk üçte birlik döneminde yaşayan, hakkında hem olumlu hem de olumsuz değerlendirmelerin yapıldığı Süleymân b. Dâvûd eş-Şâzekûnî’nin hadis ilmindeki yerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Şâzekûnî, hadis meclislerinin ve rihlelerin yoğun bir şekilde yapıldığı bir dönemde yaşamış, ismi Yahyâ b. Maîn, Ali b. el-Medînî ve Ahmed b. Hanbel ile birlikte anılmıştır. Bir yandan “hâfız” olarak meşhur olmuşken diğer yandan cerh edilmiştir. Bu sebeple hakkında birbirine tezat oluşturan bilgi ve değerlendirmeler varit olmuştur. Şâzekûn kelimesi, Yemen’de bez ve büyük giysi ticaretiyle meşgul olanlara verilen bir addır. Süleymân b. Dâvûd babasının bu mesleğine izafeten Şâzekûnî nisbesiyle anılmıştır. O, Minkar b. Ubeyd b. Kays kabilesine mensup olduğu için el-Minkarî olarak da tanınmıştır. Basra’da doğup büyüdüğü için el-Basrî nisbesine de sahip olan Şâzekûnî’nin künyesi Ebû Eyyûb olup o, “hâfız” olarak şöhret bulmuştur. Şâzekûnî’nin vefat tarihi ve yeri hususunda ihtilaf edilmiştir. Bununla birlikte genel kabul gören görüşe, onun 234 yılında İsfahan’da vefat etmiş olduğu şeklindeki görüştür. Şâzekûnî’nin muasırları olan Abdürrezzâk, İbn Ebî Şeybe, Ebû Zür‘a ve daha başka muhaddisler onu; “ashâbü’l-hadis”, ahfezu’n-nâs, “ondan daha iyi hâfız görmedim” ve “hadis ilmini en iyi bilenimiz” olarak nitelemişlerdir. Şâzekûnî’nin hadis “hâfızı” olduğu tabakat kitaplarında da yer almıştır. İbn Sa‘d onun Basralı muhaddislerden sekizinci, Ebü’ş-Şeyh ise İsfahan muhaddislerinden beşinci tabakadan “hâfız” unvanıyla meşhur olduğunu kaydetmiştir. Zehebî, onu nadir yetişen; Süyûtî de hadisin bablarını ve inceliklerini en iyi bilen bir hâfız olarak tabakatında tanıtmıştır. Şîa’nın hadis kaynaklarında da bir râvi olarak yer alan Şâzekûnî, ilmî meclislere katılıp müzakere yapmak ve hadis yazmak için Kûfe, Basra, Bağdat ve İsfahan’a birçok rihle yapmıştır. Kütüb-i Tis‘a müellifleri içerisinde sadece Ahmed b. Hanbel, Feḍâʾilü’ṣ-ṣaḥâbe adlı eserinde hocası İbrâhim b. Muhammed senediyle ondan iki rivayet nakletmiştir. Mevcut hadis kaynakları içinde Şâzekûnî’den doğrudan hadis rivayet eden Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’dir. Taberânî ondan en fazla rivayet aktaran muhaddistir. Rûyânî, Ebû Avâne, Harâitî, Tahâvî, Âcurrî, Hâkim en-Nîsâbûrî, Ebû Nuaym, Beyhakî ve daha başka muhaddisler eserlerinde ondan rivayetler nakletmişlerdir. Şâzekûnî’nin büyük tepki çeken; “Ümeyye oğulları rüyamda minberime çıkan maymunlar ve domuzlar şeklinde bana gösterildi ve bu benim çok zoruma gitti, bunun üzerine Kadir Sûresi indirildi.” gibi “metrûk” ve “batıl” rivayetleri bulunmaktadır. Ona ait meşhur olmuş “İlim kendisiyle hamama girdiğin şeyden başka bir şey değildir.” gibi sözleri kaynaklarda yerini almıştır. Muhaddislerden Şâzekûnî’yi tümden tevsîk eden, İbn Hibbân’dır. Yahyâ b. Maîn, Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Ebû Hâtim, Nesâî ve daha başkaları başka sebeplerle onu “zayıf” kabul etmişlerdir. Yaşadığı süreç ile ilgili bilgi veren kaynakları “bütüncül bir bakışla” ele aldığımızda onun kendi döneminde bazı hususlarda temayüz ettiği, ilerleyen yıllarda bu vasıflarına halel gelecek tutumlar sergilediği, kitaplarını kaybettiği için ezberden hadis rivayetinde hatalar yaptığı, hakkındaki bazı suçlamaların ise bir iddia olmaktan öteye geçemediği, bilerek hadis uydurmadığı, vehm sahibi bir râvi olduğu ve rivayetlerinin “i‘tibar” için alınabileceği anlaşılmaktadır. Şâzekûnî’nin mütkın bir hâfız olarak kayıtlara geçmesi, onun tek başına adalet sahibi bir râvi olduğu anlamına gelmemektedir. Bir unvan olarak kullanılan bu kelime, ta‘dîl lafzı olabilmesi için “sikatün hâfızün”, “sikatün âkilun hâfızün” gibi râvinin güvenilir olduğunu belirten başka lafızlarla gelmelidir. Nitekim “hâfız” unvanıyla meşhur olduğu halde cerh edilen; Ebû Muâviye, Muhammed b. Yûnus el-Küdeymî ve Ebû Bişr Ahmed b. Muhammed el-Mus‘abî gibi râviler de vardır.