Alternatif Politika (Oct 2021)
Leni Riefenstahl Sinemasını Tartışmak
Abstract
Leni Riefenstahl, Nazi dönemi sinemacıları arasında en tartışmalı isimlerin başında gelir. Nazi Partisi iktidarı boyunca çektiği filmler, kimi çevrelerce Nazi iktidarıyla işbirliğinin belgesi, kimileri için de salt sanattır. II. Dünya Savaşı sonrası üretimi üzerine yapılan değerlendirmeler ise kimi zaman faşist estetiğin izlerini takip eder, kimi zamansa filmlerini ideolojiden azade imgelere indirger. Yaşamı boyunca filmlerinin ideolojik değerini reddeden ve kendisini uyumun ve güzelliğin yönetmeni olarak savunmaya çabalayan Riefenstahl’in sineması, bu makalede sürdürülen bu iki kutuplu tartışma ekseninde ele alınmaktadır. Riefenstahl’in adı sıkça Nazi dönemi propaganda sinemasına damgasını vuracak olan İradenin Zaferi 1935 ve Olympia I. ve II. Bölüm 1938 filmleriyle anılır. 1970’lerden itibaren ise bir Afrika kabilesi olan Nubaların fotoğraflarını ve sonraki yıllarda sualtını gösteren çekimlerle yeniden gündem olur. Aynı yıllar Riefenstahl için geçmişinin rehabilite edildiği, kendisinin de bir tür Rönesans yaşadığı yeni bir dönemin başlangıcı olur. Riefenstahl’in Nazi dönemi ile bu dönemin öncesi ve sonrası ürettiği estetiği ve imgeleri arasında bir izleğin mevcudiyetine inanan Susan Sontag, bu rehabilitasyon sürecine karşı çıkar. “Sanat sanat içindir” fikri ile göstermenin ve görmenin etiği karşı karşıya gelir. Makale Riefenstahl’in filmlerini, yaşamöyküsünü, söylemlerini ve Sontag’ın müdahalesini esas alarak sinema aracılığıyla faşist propagandanın yapısını ve liberal toplumda etkisini sürdürebildiği çeperi ortaya koymak ve tartışmak niyeti taşımaktadır.
Keywords