Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Dec 2021)

Hadis Metodolojisinde Azîz Hadis’in Tanımı ve Hüccet Olması Meselesi

  • Mehmet Emin Çiftçi

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.999197
Journal volume & issue
Vol. 4, no. 2
pp. 459 – 471

Abstract

Read online

Âlimler hadisleri râvi sayısına göre mütevâtir ve âhâd olmak üzere iki kısma ayırmıştır. Mütevâtir, yalan üzerine ittifak etmesi mümkün olmayan çoğunluk tarafından rivâyet edilen hadis şeklinde tanımlanmıştır. Âhâd ise râvi sayısı mütevâtir seviyesine ulaşmayan hadistir. Mütevatir hadisin sıhhati tartışma konusu olmamıştır. Hakkında sıhhat araştırılması yapılan hadis türü âhâd olan haberdir. Muhaddislerin, âhâd hadisleri, sahih, hasen ve zayif olmak üzere üçe ayırmaları, bu türün sıhhat yönündeki tasnifidir. Âlimler âhâd haberin kabul edilmesi için sened ve metinde olmak üzere birçok kriter aramışlardır. Bazı âlimler bu tür haberlerin kabulü için senedin her tabakasındaki râvi sayısının en az iki olmasını şart koşmuştur. Bu da birçok âlimin azîz hadis tanımıdır. Ancak azîz hadisin tanımı, râvi sayısı ve hücciyeti konularında farklı değerlendirmeler yapıldığından azîz hadiste bir ittifak sağlanmamıştır. Bu çalışmada âlimlerin azîz hadisin tanımı ve hüccet olması konusundaki görüşleri araştırılmıştır. Lügat anlamı az bulunan şey, nadir; kuvvetli, güçlü ve zilletten sonra izzet sahibi olmak manalarına gelen azîz kelimesi ilk dönemlerde hadis âlimleri tarafından sözlük anlamında kullanılmışken daha sonraları âhâd hadisin bir türü olarak tanımlanmıştır. Ayrıca bu kelime güvenilir, sahih, sika vb. güvenilirliğini ifade etmek üzere râvi ve sened için de kullanılmıştır. Azîz hadisin tanımını ilk yapan İbn Hibbân’a göre azîz hadis her tabakada râvi sayısı ikiden az ve fazla olmayan hadistir. İbn Hibbân’ın bu tanımına itiraz edilmiştir. İbn Hacer el-Askalânî bu tanıma uyan haberin olmadığını söylemiştir. İbn Mende ve İbnüs-Salâh gibi bazı âlimlere göre her tabakada iki veya üç râvisi olan hadise azîz denir. İbn Hacer ve Kastallânî’ye göre azîz hadis her dönemde râvi sayısı ikiden az olmayan hadistir. Haberin bu şekilde isimlendirilmesi ise ya az bulunmasından ya da başka bir tarikle güçlenmesinden dolayıdır. Bu tanımların İbn Hibbân’ın tanımından farkı herhangi bir tabakada ‘ikiden fazla râvinin olmaması’ lafzının bulunmamasıdır. Dolayısıyla ikiden az olmamakla beraber râvi sayısının herhangi bir tabakada ikiden fazla olması azîz tanımına engel teşkil etmemektedir. Azîz hadisin tanımında farklı görüşler olduğu gibi hücciyeti ve hadisin sıhhat şartı olması hususunda da farklı değerlendirmeler olmuştur. Hâkim’e göre azîz hadis rivâyetlerin sıhhat şartlarındandır. Ayrıca Hâkim’e göre Buhârî her tabakadan hadis rivâyetiyle meşhur ikişer râvisi olan rivâyetleri sahih kabul etmiştir. Beyhakî, İbnü’l-A’râbî ve Meyyânişî de Hâkim’in bu açıklamasına benzer tanım yapmışlardır. Mu’tezili âlimi Ebû Alî el-Cübbâî’ye göre de sahih hadis, hadis rivâyetinde cahil olmayan iki râvinin rivâyette bulunduğu ve bu şekilde günümüze gelmiş olan haberdir. Dolayısıyla Hâkim’in azîz hadisin Buhârî ve Müslim’in sıhhat şartlarından olması görüşünde yalnız olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak Buhârî ve Müslim’in eserlerini araştıran bazı âlimler Hâkim’in her tabakada iki râvinin olması ifadesini makbul görmemişlerdir. Onlara göre Buhârî ve Müslim hadisin sıhhati şartı için iki râvi şartını aramamışlardır. Muteahhirun âlimlerden bazıları Hâkim’in iki râvi şartını aynı hadis için zorunlu olmadığı şeklinde yorumlamışlardır. Dolayısıyla bu farklı değerlendirmeler hadisler hakkında farklı hükümlerin verilmesine sebep olmuştur. Bazı âlimler ise sahâbenin hadisin kabulü için iki râvi aradıklarını söyleyerek onların da azîz hadis şartına uygun rivâyeti kabul ettiklerini iddia etmişlerdir. Bu âlimler görüşlerini sabâbîlerin bazı uygulamalarına dayandırmışlardır. Her ne kadar bazı hallerde sahâbe, işittikleri bazı haberi tespit etmek ve mutmain olmak için başka şahitler de aramış olsalar da onların bütün hadisler için bu şartı aradıklarının söylemek mümkün görünmemektedir.

Keywords