Atebe (Dec 2021)

İngiliz İdaresi Döneminde Kıbrıs’ta İki Kilise Krizi

  • Mustafa Şengil

DOI
https://doi.org/10.51575/atebe.951301
Journal volume & issue
no. 6
pp. 39 – 52

Abstract

Read online

Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs Adası’nı fethi ile özgürlüğünü yeniden kazanmış olan Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin, İngiliz idaresi döneminde yaşamış olduğu iki siyasi kilise krizini konu etmektedir. İngilizlerin Kıbrıs’ta idaresi iki döneme ayrılmaktadır. Birincisi 1878 yılında Osmanlı Devleti ile yapılan iki maddelik antlaşma kapsamında 1914 yılına kadar devam eden ve adanın fiilen Osmanlı toprağı olarak kabul edildiği dönem; ikincisi ise 1914 yılında İngiltere’nin adayı tek taraflı ilhakından 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar olan dönemdir. İngiliz idaresi döneminde gerçekleşmiş olan kilise krizlerinin ilki 1900-1910 yılları arasında Kitium Piskoposu Kyrillos Papadopoulos ile Girne Piskoposu Kyrillos Basileiou arasında gerçekleşmiştir. İkincisi ise 1933-1947 yılları arasında Baf Metropoliti Leontios Leontiou’nun 1931 isyanları sebebiyle ada dışında sürgünde olan metropolitlerin adaya dönmeden seçim yapılamayacağını beyan etmesi sebebiyle gerçekleşmiştir. Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi otosefal bir kilise olması sebebiyle iç işlerine diğer kiliseleri karıştırmak istememiş, ancak çıkmaza giren piskoposluk seçimi nedeniyle müdahale kaçınılmaz olmuştur. Bugüne kadar siyasetteki etkisi var olagelen Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi, 20. Yüzyılın henüz başında geçirmiş olduğu kilise krizlerini ancak siyasetin etkisi ve yardımıyla aşabilmiştir. Kıbrıs’ta ilk Yunan bayrağı birinci kilise krizi döneminde bir taraftar toplama çalışması olarak II. Kyrillos (Kyrillos Papadopoulos) tarafından Trooditissa Manastırı’na çekilmiştir. Ancak Kıbrıs Adası’nın ne daha önceki dönemlerde ne de şimdi Yunanistan ile hiçbir bağı yoktur. Kıbrıs Adası’nda yaşayan Rumlar ile Yunanistan arasında bir bağ oluşturmaya çalışan ve bunu iddia eden de yine kilisedir. Kıbrıs Cumhuriyeti birinci Cumhurbaşkanı III. Makarios’un başpiskopos seçilmesine giden süreçte bahsedilen iki kilise krizi büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde başpiskopos adayları arasında, rakip adaya karşı Enosis’i ateşli bir şekilde savunmamak, İngiliz idaresine fazla yakın olmak gibi suçlamalar olmuştur. III. Makarios hem ateşli bir şekilde Enosis’i savunmuş, hem de İngiliz idaresi ile her zaman çatışma halinde olmuştur. Bu süreç ona önce başpiskoposluk, sonrasında ise Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı getirmiştir. Kıbrıs’ta zikri geçen dönemde özellikle ön plana çıkan Türk düşmanlığı, başpiskopos olmanın ilk şartı sayılmıştır. Şöyleki; İngilizler adayı tek taraflı ilhak ettikten sonra İngilizlerin adayı kendilerine bırakacağına neredeyse emin olan Rum Ortodoks Kilisesi başpiskoposları, önce İngiliz idaresi düşmanlığı, sonra Türk düşmanlığı üzerinden kilise propagandası yapmışlardır. Çalışmada otosefal bir kilise olan Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin, kilise içi anlaşmazlıklardaki tavrı ile kilise kurallarına bağlılığı da ele alınmaktadır. Enosis düşüncesinin piskoposluk seçimine etkisinin daha net görüleceği bu iki kriz, kilisenin bugününü anlamak açısından oldukça önemlidir.

Keywords