Acta Odontologica Turcica (Sep 2020)
Transpalatal distraksiyonun faringeal havayolu boyutları üzerindeki etkilerinin araştırılması
Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, transvers maksiller darlığı (TMD) olan yetişkin hastalarda transpalatal distraktör ile yapılan cerrahi destekli maksiller genişletmenin (TPD+CDMG) faringeal havayolu boyutları üzerindeki etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 5 mm’den fazla TMD’si olan hastalar dahil edildi. Bütün hastalara genel anestezi altında, standart Le-Fort I osteotomisi ve maksillada orta hat osteotomisini takiben maksiller genişletme uygulandı. Dört ay sonrasında apareyler çıkartılarak transpalatal ark uygulandı. Hemen ameliyat öncesinde ve distraktör sökümünden en az 6 ay sonra alınan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri üzerinde Dolphin 3D Surgery Görüntüleme yazılımının havayolu modülü kullanılarak, faringeal havayolunun nazofaringeal, retropalatal, retroglossal bölümlerinin hacimleri ve faringeal havayolunun en küçük kesit alanı ölçüldü. Sürekli değişkenler için normal dağılım varsayımı Shapiro-Wilk testi ile kontrol edildi ve dağılım tipine göre testler seçildi. Bağımlı yapıda olan TPD+CDMG öncesi ve sonrası ölçümler arasındaki farklılık test edilirken, normal dağılıma sahip olan ölçümler için eşleştirilmiş t-testi, normal dağılıma sahip olmayan ölçümler için ise Wilcoxon testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p≤0.05 olarak kabul edildi.Bulgular: Çalışmaya 9’u kadın (%42.9), 12’si erkek (%57.1), toplam 21 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 22.8±5.7; takip süresi ortalaması 22±11.1 ay olarak bulundu. Retropalatal, retroglossal ve toplam havayolu hacmi ve faringeal havayolunun minimum kesit alanı için TPD+CDMG öncesi ve sonrasında yapılan ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Ancak, nazofarinks hacmi için TPD+CDMG öncesi ve sonrası ölçümler arasında anlamlı fark tespit edildi (p≤0.05).Sonuç: TPD+CDMG sonrası nazofarinks hacminde önemli artış olduğu bulunurken, faringeal havayolunun diğer bölgelerindeki hacimsel ve kesitsel değişikliklerin önemli düzeyde olmadığı bulunmuştur.
Keywords