Umde Dini Tetkikler Dergisi (Jul 2024)

Cumhuriyet İdeolojisi, Tarih Yazıcılığı ve İslâm: Mustafa Kemal, Zâkir Kâdirî Ugan ve M. Şemsettin Günaltay Bağlamında Bir İnceleme

  • Aynur Singin

DOI
https://doi.org/10.54122/umde.1443282
Journal volume & issue
Vol. 7, no. 1
pp. 1 – 24

Abstract

Read online

Bu makale, Cumhuriyet ideolojisinin Türk tarih tezi projesi kapsamında İslâm tarihi yazıcılığına odaklanarak meseleyi Mustafa Kemal Atatürk, Zâkir Kâdirî Ugan ve M. Şemsettin Günaltay olmak üzere üç aktörün yaklaşımları etrafında mercek altına almaktadır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e evrilen süreçte kozmopolit bir devlet yapısından ulusal ölçekte bir devlet sistemine geçiş gerçekleşmiş böylece yeni kurulan siyasî rejimin kendisine yaslanarak güç devşireceği tarihsel arka plan ve mirasa dair yeni bir tarihsel anlatıya ihtiyaç duyulmuş, bu çerçevede İslâm düşüncesinin hususen İslâm tarihinin nasıl ele alınması gerektiği noktasında siyasî aktörler ve aydınlar arasında yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmanın en canlı örneği, Mustafa Kemal ile Ugan arasında gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal, İslâm düşüncesi ve tarihinin rasyonel, seküler ve laik bir zeminde ulusalcı bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiğini düşünürken Ugan ise geleneksel tarih yazıcılığı ekseninde konuya eğilmiş görünmektedir. Bu iki aktör arasındaki fikir ayrılığı derin bir kriz ortaya çıkarmış, bunun üzerine İslâm tarihi ile ilgili bölümü yazmakla Günaltay görevlendirilerek mezkûr sorun belli bir ölçüde çözüme kavuşmuştur. Nitekim İslâm düşüncesi ve tarihinin nasıl yazılması gerektiği konusunda Günaltay, Mustafa Kemal ile müşterek bir paydada buluşarak yaptığı çalışmalarda Türkleri dünya tarihinin öznesi kılmakta, İslâm’ı önemli bir dönüm noktası değil bir geçiş evresi olarak görmekte, Türklerin Arap ve İran’dan farklı olarak kendine mahsus bir “Türk İslâm”ı inşa ettiğini öne sürmektedir. Günaltay’ın yeni İslâm yorumunun en dikkat çekici alt başlıkları ise “tenzihî Tanrı tasavvuru, determinist bir evren görüşü, özgür bir insan prototipi ve kaynağı akıl olan bir din, ahlâk ve hukuk sistemi” olarak tespit edilmiştir.