İlahiyat Akademi (Dec 2023)

Turan Dursun’un Din Bu-2 Hz. Muhammed Adlı Eserinde Hz. Peygamber’in Hayatına Dair İddialarının Değerlendirilmesi (Medine Dönemi)

  • Ramazan Topal

DOI
https://doi.org/10.52886/ilak.1367685
Journal volume & issue
no. 18
pp. 121 – 152

Abstract

Read online

Teizmin zıttı olan ateizm, tanrı inancını reddetmekte ve ona karşı mücadele etmektedir. Mutlak anlamda ateizmin tarihini ilk insanlara kadar götürmek mümkündür. Köken olarak Batı’da ortaya çıktığından dolayı ateizm ilk zamanları Batı’daki inançlara yoğunlaşmış, onlara çeşitli eleştiriler yöneltmiştir. Dolayısıyla Hıristiyanlık ateistlerin eleştirileriyle İslâm’dan daha önce karşılaşmıştır. Batı’da Sanayi Devrimi, Rönesans, Reform ve Aydınlanma hareketleriyle insan aklını her konuda esas alma düşüncesi yerleşmeye başlamış; bu yeni durum insanların inançlarını da etkilemiştir. Bu durumu lehine kullanan ateizm, gücünün zirvesine ulaştıktan sonra etkisinin azalıp bölgesel olarak etkili olmaya başladığı zaman, Türkiye dâhil birçok İslâm ülkesine girmeye başlamıştır. Türkiye’de ateistlerin İslâm dinine yönelik yaptıkları eleştiriler ve öne sürdükleri iddiaların önemli bir kısmı, Hz. Muhammed’in hayatı ve İslâm tarihinin diğer aşamaları ile alakalıdır. Ateistler birçok internet sitesi, sosyal medya hesapları ve çeşitli yayınlar aracılığıyla söz konusu eleştiri ve iddialarını rahatlıkla ifade etmektedirler. Neticede Hz. Peygamber’in hayatı ve İslâm tarihinin diğer dönemleriyle alakalı ateistlerin çeşitli iddiaları önemli bir hacme ulaşmıştır. Şimdiye kadar bu iddialara dair İslâm tarihi alanında müstakil Türkçe herhangi bir çalışmanın olmaması, bu araştırmanın yapılmasına vesile olmuştur. Bu araştırmada çalışmanın hacmi dikkate alınarak sadece Hz. Peygamber’in hayatının Medine dönemi hakkındaki iddialar ele alınmıştır. Bu iddialar da çalışmanın sınırlılığı göz önünde bulundurularak Türkiye’deki ateistlerin önemli simalarından ve eserlerine ateistler tarafından sıkça atıf yapılan Turan Dursun’un Din Bu-2 Hz. Muhammed adlı eserinden tespit edilmiştir. Dursun’un bu eserini sadece Hz. Muhammed’in hayatına hasretmesi, bunun sonucunda siyerle alakalı çok sayıda önemli iddianın ileri sürülmesi ve eserin tanınırlığı araştırmada tercih edilmesinde etkili olmuştur. Eserde Medine dönemi ile ilgili belirlenen iddialar konularına göre sınıflandırılarak siyer ilmi açısından incelenmiş ve haklarında çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Genellikle Dursun’un, eserindeki iddiaları temellendirirken ilk dönem İslâmî literatüre müracaat etme çabası dikkat çekmektedir. Bunun yanında iddialarının Hz. Peygamber’in özel hayatı ve dönemindeki bazı savaşları etrafında şekillendiği görülmektedir. İddialarında öne çıkan iki söyleminden birincisi, Hz. Peygamber’in şehvetine düşkün olduğudur. Bunu özellikle Hz. Muhammed’in Hz. Âişe, Cüveyriye bint Hâris ve Zeyneb bint Cahş ile evliliklerini ele alırken dile getirmektedir. İkinci söylemi ise Hz. Muhammed’in birçok idam kararında haksızlık yaptığı ve şiddete meyilli olduğu iddiasıdır. Ureyneliler, Ka‘b b. Eşref ve Kinâne b. Rebî‘in idamı bu şekilde işlediği konulardandır. İncelenen konulardan hareketle Dursun’un iddialarını, olayların bütününden hareketle değil, olaylarla alakalı bazı detaylar üzerinden ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Bunu yaparken Ureyneliler’in idamında olduğu gibi çoğu zaman söz konusu detayları bağlamından koparıp onlara farklı anlamlar yüklediği ve bazen Hz. Âişe ile Safvân b. Muattal’ın İfk olayından önce aralarında ileri derecede bir yakınlık bulunabileceği iddiasında olduğu gibi hayalî kurgulara başvurduğu müşahede edilmektedir. Cüveyriye bint Hâris’in 13 yaşında Hz. Peygamber’le evlendiği iddiasında olduğu gibi bazı konularda etraflıca bir araştırma yapmadan ciddi iddialarda bulunmuştur. Benî Kurayza Gazvesi’nde uygulanan idamın sebeplerini bilmesine rağmen bunları görmezden gelip konuyu saptırmaya çalışması da dikkat çekmektedir. Genel olarak Dursun’un iddialarını temellendirmesinde ilmî açıdan ciddi anlamda eksikliklerin olduğu ve iddialarını dile getirirken toplumun dinî değerlerine saygı göstermediği kanaatine varılmıştır.