Danisname Beşeri ve Sosyal Bilimler Dergisi (Mar 2024)

İşraki Felsefe Geleneğinde Varlık Mahiyet İlişkisi: Hik­metü'l-İşrak Ve Şerhleri Çerçevesinde Bir Tahlil

  • Hatice Toksöz

Journal volume & issue
no. 8
pp. 3 – 31

Abstract

Read online

Bu makalede, İslam metafizik düşüncesinin önemli bir meselesi olan varlık mahiyet ilişkisi, Sühreverdî’nin (ö. 587/1191) Hikmetü’l-İşrâk adlı eseri ve onun üzerine Şehrezûrî (ö. 687/1288) ve Kutbüddîn eş-Şîrâzî (ö. 710/1311) tarafından yazılan şerhler çerçevesinde mukayeseli bir yöntemle tartışılacaktır. Sühreverdî’nin keşf ve sezgi yöntemini benimsediği hikmet öğretisi, gerek onun eserlerine yazılan şerhler gerekse görüşlerine yapılan atıflarla süreklilik kazanmıştır. Filozof, eserlerinde hem Meşşâî felsefe geleneğini eleştirmiş hem de ondan istifade ederek kendi ontolojik ve epistemolojik sistemini kurmuştur. Sühreverdî, Hikmetü’l-İşrâk adlı eserinde ortaya koyduğu ontolojik sisteminde İbn Sînâ’nın “mevcûd” terimi yerine “nûr”u, “Vâcibü’l-Vücûd” yerine de “Nûru’l-Envâr”ı tercih etmiştir. Ancak Sühreverdî, İbn Sînâ felsefesinde geçen vücûd, mahiyet, şey, hakikat gibi kavramların aklî itibarlar olduğunu dile getirir. Hikmetü’l-İşrâk adlı eserin şârihleri Şehrezûrî ve Şîrâzî de her ne kadar İbn Sînâ terminolojisini kullansalar da varlık, mahiyet, hakikat gibi kavramların aklî itibarlar olduğunu söylerler. Benzer şekilde birlik (vahdet), imkân, zorunlu kavramları da aklî yüklemlerdir. Çünkü İşrâkî geleneğine mensup bu düşünürlere göre mezkûr kavramlar mutlak olarak alındığında farklı fertlere nispeti eşit şekillerde gerçekleşmektedir. Ayrıca İşrâk filozofları, İbn Sînâ’dan farklı olarak varlığın mahiyete ârız olmasının sadece zihnî planda gerçekleşebileceği hususunda hemfikirdirler. Hem Sühreverdî’nin hem de şârihlerinin mahiyetin asıl ve temel kabul ettiği görülmektedir. Zira varlık (vücûd) kavramı hakkında mahiyet kavramından hareketle konuşulabilir. Sühreverdî, varlık kavramının aklî itibar olmasını bir başka yönden, yani nispet, bağ ve zât gibi anlamlarından hareketle açıklar. İbn Sînâ’nın imkânın mahiyetin bir gereği olduğu görüşünü, Sühreverdî, imkânın mahiyet için bir araz olduğunu söyleyerek eleştirir. Sühreverdî’ye göre imkân mahiyetin kendisiyle nitelendiği bir arazdır. İmkân, kendi zâtıyla var olan bir şey olmayıp, zorunlu varlık da değildir. Çünkü zorunlu kavramı da varlık ve imkân gibi itibarîdir. Sühreverdî’ye göre Nûru’l-Envâr olan Tanrı’da varlık mahiyet ayrımı söz konusu değildir. Ancak O’nun dışındaki varlıklarda sadece zihnî planda varlık mahiyet ayrımı vardır.

Keywords