Trabzon İlahiyat Dergisi (Dec 2024)
Thomas Paine’nin Deizm Anlayışı ve Kelâm Açısından Değerlendirilmesi
Abstract
Bir Hıristiyanlık eleştirisi ve doğal din arayışı olarak on yedinci yüzyılda ortaya çıkan deizm, günümüz inanç çalışmalarının önde gelen ilgi alanlarından biri haline gelmiştir. Bununla birlikte deizm çalışmalarının; deistlerin kim olduğu, Hıristiyan olan bir kişinin aynı anda deist olup olamayacağı, tarih boyunca tek bir deizmden bahsedilme gibi birçok esaslı soru ve sorunu vardır. Son yıllarda ülkemizde sıkça tartışılan deizmin tarihsel süreç içerisinde inanç anlamında yaşamış olduğu değişimler ve bugün kim tarafından temsil edildiği, ihmal edilen ve üzerinde yeterli araştırmanın bulunmadığı hususlardan birisidir. Deizm ortaya çıkmış olduğu dönem itibariyle Hıristiyanlığı akla uygun olmayan inançlardan arındırmaya, doğal din ile uyumunu göstermeye çalışan bir düşünce olmakla birlikte özellikle İngiliz deist düşünürler çoğu zaman Hıristiyan kimliklerinden vazgeçmemiştir. Vahiy, nübüvvet ve mucize gibi bütün dinler için özel önem ifade eden kavramları akılla uyuşmayan yönlerine bakarak reddeden deistlerin, Hıristiyan kültüründen söylem anlamında uzaklaşmaya başlamaları, bugün deizm denilince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Thomas Paine ile başlayan bir sürece denk gelmektedir. Deizmi günümüzde temsil eden önde gelen kurumsal yapılarından biri, Dünya Deistler Birliği (The World Union of Deists)’dir. Bu çalışmanın amacı Thomas Paine’nin din, Tanrı, kutsal kitap ve ölümden sonraki yaşam hakkındaki görüşlerini esas alarak anlamaya çalışmaktır. Araştırmamız bu değişimi doğru bir şekilde anlayabilmek ve Paine’nin görüşlerini kelâm açısından değerlendirebilmek için din, Tanrı, nübüvvet ve ölümden sonra yaşam meseleleri olmak üzere dört ana başlıktan oluşmaktadır. Bu bağlamda tarihi seyre uygun olarak deistlerin fikirleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma, Paine ile birlikte deizmin Hıristiyan vurgusundan uzaklaşarak, bir din karşıtlığına dönüşmeye başladığını; ilk dönemlerde deistler tarafından kullanılan ibadet, dua, tövbe gibi dini kavramların zamanla unutulduğu ve vurgulanmadığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte ilk dönem deistlerinden günümüze kadar özellikle vahye karşı olumsuz bir bakış açısının sabit kaldığı ifade edilmiştir. Ayrıca Paine özelinde deistlerin İslâm’a bakış açılarının genelde bir varsayım ve ön kabulden oluşarak fikri arka planın zayıf olduğu ortaya konmuştur.