Mukaddime (Nov 2022)

Mevlânâ Fahreddîn Ahmed-i Takrîbî’nin İstinsâhları Işığında Hayatı ve İlmî Kişiliği

  • Seyid Muhammed Taki Hüseyni

DOI
https://doi.org/10.19059/mukaddime.1102537
Journal volume & issue
Vol. 13, no. 2
pp. 434 – 466

Abstract

Read online

Devletlerin kurulmasının ardından oluşan ilmî merkezler, devletlerin zayıflaması yada yıkılmasıyla, yok olmaya yada zayıflamaya maruz kalmışlardır. Yeni meydana gelen bu ilmî merkezlere, diğer bölgelerden gelen ‘âlimler ile yetiştirilen gelecekteki ‘âlimleri, devlet çatışmalarından etkilenerek bir araya geldikleri gibi dağılıp göç etmeye mecbur kalmışlardır. Bu hususun örneklerinden biri Altın Orda devletinin başkenti Saray şehridir. Batu Han tarafından 13. yüzyılda inşâ edilen şehir, başta ticârî-siyâsî bir merkez iken, Özbek Han’ın 14. yüzyılda islîmı Kabul etmesiyle, bu şehrin gelecekte İslîmî ilimler merkezlerinden birisi olmaya zemin oluşturdu. Canıbeg zamanında bu şehirde birçok ilmî merkez kuruldu ve ‘ulemanın buluş noktası oldu. Birçok Saraylı ‘âlim yetiştirildi. Ancak Canıbeg’ten sonra devletin çöküşe yürüdüğü gibi bu ilmî merkezlerin yok olması ve ‘ulemâsının dağılmasına sebep oldu. Göçe mecbur kalanlardan birisi de Mevlânâ Fahreddîn Ahmed b. Şemsüddîn b. Cemâleddîn es-Sarâyî et-Takrîbî’dir. Çeşitli şehirlerde bulunarak zamanın büyük bilginlerinden ders alan, İcâzet aldığı gibi İcâzet verecek mertebeye yükselen Takrîbî ile ilgili elimize ulaşan bilgi, sadece İbn Arabşah’ın nakl ettiği tek bir cümlesinden ibârettir. Ancak Takrîbî’nin tespit ettiğimiz istinsahlarından ve düşürdüğü kayıtlarından, hayatı ve ilmî kişiliğiyle ilgili bilgiler edinmiştir. Bu makalede Ahmed-i Takrîbî’nin yaşadığı Saray’dan söz ettikten sonra, İbn Arabşah’ın aktardığı bilgi ile kendi istinsahları ve kayıtlarından, ilmî kişiliği, hocaları, bulunduğu yerler ve ilim dünyasına olan katkılarından bahsedilmiştir.

Keywords