Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2022)

Arapça Aslından Yapılan İlk İngilizce Kur'ân Tercümesi: George Sale'in The Koran’ı

  • Feyza Çelik,
  • Necmettin Salih Ekiz,
  • Ersin Kabakcı

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.1161799
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 2
pp. 1161 – 1192

Abstract

Read online

Bu makalede Arapça aslından İngilizceye yapılan ilk Kur’ân tercümesi olarak literatüre geçen İngiliz oryantalist George Sale’in The Koran adlı çalışması analiz edilmektedir. Makale, İngilizce Kur’ân tercümelerinin analizine dair Türkçe literatürde yok denecek kadar az çalışma bulunduğu tespitinden hareket etmektedir. Çalışmanın varsayımı, İslam’ın temel kaynağı Kur’ân’ın İngilizce tercümelerinin, ortaya çıktığı dönemin İslam ve Kur’ân algısına ilişkin önemli veriler sunacağı gibi bu literatürün müteakip dönemi de etkileme potansiyeline sahip olduğudur. Buradan hareketle, kronolojik bir okumanın gerekliliği de düşünülerek, içerdiği 187 sayfalık geniş mukaddimesi ile birlikte The Koran’ın tetkik edilmesi amaçlanmıştır. Sale’in tercümesinin kronolojik önceliğe sahip olmasının yanı sıra müteakip literatürü de etkilediği yönündeki veriler, bu makalenin önemini ortaya koyan hususlar olarak öne çıkmıştır. Böylece sonraki dönemlerde daha akademik bir zeminde gerçekleştirilen İslam’a ve Kur’ân’a yönelik oryantalist araştırmalara etki etmesi muhtemel eserlerin mercek altına alınmayı hak ettiği, haklı bir tez olarak ortaya çıkmıştır. Bu arka planda öncelikle Sale’in hayatına dair sınırlı bilgiler ve tercümesinde atıf yaptığı geniş literatür paylaşılmaktadır. Tercümede Latince, Arapça, İngilizce ve Fransızca çok sayıda kaynağa referans verilmektedir. Buna rağmen söz konusu kaynakların tamamının Sale’in elinde bulunmadığı, onun bu noktada özellikle Ludovico Marracci tarafından kaleme alınan Latince tercümeden yararlandığı yönündeki tespitler ele alınmaktadır. Sale tercümede literal çeviriye büyük oranda bağlı kalmakta ve ayetlere yaptığı ilâve izahları metnin aslından ayırmak amacıyla italik olarak vermektedir. Ancak onun ilave izahları italik olarak verme hassasiyetini zaman zaman koruyamadığı fark edilmektedir. Tercümenin, her sayfasında yer alan detaylı dipnotlarıyla bir “meal-tefsir” özelliğine sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca ayetlerin izahında gerek Kitâb-ı Mukaddes’e gerekse bazı mitolojik anlatılara yapılan atıflar, Sale’in bazen metinlerarası bir perspektifle izahlar yaptığını göstermektedir. Eserin mukaddime kısmı, Kur’ân tercümesinde izlenilen metoda ilişkin bir bilgi vermemektedir. Cahiliye dönemi Araplarının dinî, sosyokültürel ve ekonomik durumları, İslam’ın gelmesiyle birlikte ortaya çıkan gelişmeler, imanın ve İslam’ın şartları, Kur’ân’ın kelime anlamı, genel özellikleri, edebî yapısı, cem’i ve istinsahı gibi pek çok konuya ayrıntılı olarak değinilmektedir. Bu itibarla mukaddimenin Kur’ân tercümesine yazılan bir içerikten daha fazlasını ifade ettiği gözlenmektedir. Mukaddimede Kur’ân özelinde yapılan değerlendirmelere bakıldığında, Kur’ân’ın yapısal özelliklerinden ritüellere kadar pek çok konuda Yahudilikten etkilendiği tezi ortaya atılmaktadır. Bu bağlamda makalenin önemli bulgularından birisi de mukaddimede ortaya atılan Yahudi köken iddialarının tercüme ve dipnotlara hemen hiç yansımaması olarak ortaya çıkmaktadır. Söz gelimi abdest, teyemmüm, hurûf-ı mukatta‘a gibi pek çok konuya ilişkin ayetlerin dipnotlarında mukaddime kısmında değinilen Yahudi köken iddialarına dair hemen hiçbir veri yer almamakta yalnızca mukaddimedeki ilgili bölüme atıfla yetinilmektedir. Diğer yandan Sale pek çok yerde Envâru’t-Tenzîl, Celâleyn, Keşşâf gibi tefsirlerdeki izahları neredeyse motamot vermektedir. Sale’in teslis ve Garânîk olayıyla ilişkilendirilen ayetlerin izahında bile aynı tutumu sergilediği açıkça görülmektedir. Gerek tercüme kısımda yer alan italik izahlarda gerekse dipnotlarda Beydâvî’ye verdiği referanslarda mütercimin elinde bulunan Beydâvî tefsirini kullandığı anlaşılmaktadır. Elinde bulunmayan diğer tefsirlere yönelik atıflarının ise içerik olarak Marracci’nin tercümesindeki atıflarla örtüşmesi, Sale’in tercümesindeki Marracci etkisini gösteren önemli bir bulgu olarak ortaya çıkmaktadır. Yine de Sale’in tercümesini Marracci’nin “Kur’ân’a reddiye” amacıyla kaleme aldığı Latince tercümesinin İngilizceye çevirisi mesabesine indirgemenin doğru olmadığını ifade etmeliyiz. Zira her sureye müstakil bir reddiye kısmı ekleyen Marracci’nin aksine Sale’in gerek tercümede gerekse dipnotlarda ilmî bir içerik ve üslup gözetme gayreti içinde olduğu açıkça görülmektedir. Bu bağlamda tercümenin mukaddimesi ile tercüme kısmı arasında iki farklı Sale ortaya çıkmaktadır: Oryantalist Sale ve mütercim Sale. Neticede İngilizce Kur’ân tercümelerinin tarihî serencamına dair bir incelemenin ilk inisiyatifini ifade eden bu makale, Sale’in tercümesinin müteakip tercümelere ya da daha genel anlamda oryantalistik literatüre etkisinin de araştırılmayı hak eden bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda tercüme literatürüne ilişkin yapılacak müteakip çalışmaların Batı’nın Kur’ân algısında Kur’ân tercümelerinin yerine dair daha kapsamlı veriler sunacağı öngörülmektedir.

Keywords