Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Feb 2019)

Güveni Nasıl Tanımlayabiliriz? Ya Da Sosyal Bilimlerin Konusu Olarak Güven

  • İslam Can

Journal volume & issue
no. 41
pp. 46 – 59

Abstract

Read online

Öz. Güven duygusu, toplumsal ilişkilerin temelinde bulunan önemli bir rezervdir. Gündelik yaşamımızda, hayatımızın büyük dönemeçlerinde, zor zamanlarda ve daha birçok olağan ve olağanüstü durumlarda güven, sosyal ilişkileri düzenleyen temel belirleyici bir güç haline gelebilmektedir. Güven konusu, bazı felsefecilerin veya düşünürlerin kısmen ilgilenmesinin dışında, yaklaşık yarım asırdan bu yana sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi bazı disiplinlerin ilgisine mazhar olmuştur. Ayrıca güven konusu Avrupa ve Amerika’da sosyal bilimlerin önemli bir konusu haline gelmiş ve güven ile ilgili geniş bir literatür oluşmuştur. Güven kavramına ilişkin çeşitli disiplinlerde zengin bir bilimsel birikim oluşsa da, güvenin tanımı konusunda güven teorisyenlerinin üzerinde mutabık kaldığı bir tanım bulunmamaktadır. Sosyal bilimlerde yapısal ve işlevsel nitelikleriyle ele alınan ve daha çok farkındalık düzeyimizin artmasına neden olan güven, esasen kişilerin birbirleriyle kurduğu her tür ilişkilerin merkezinde yer almaktadır. Kaldı ki insan, her şeye güvenebilir. Canlı olmayan nesneler, sistemler, kurumlar veya süreçler, kişinin güvendiği ya da güven duymadığı varlıklardır.Güvenin birçok çeşidinden söz etmek mümkündür. Bu çeşitlilik, güvenin var olduğu düşünülen ortamdaki durumuna, yoğunluğuna ve yönelişine göre değişmektedir. Bu çalışmada güvenin çeşitleri olan, sosyal güven, kısmi spesifik güven ve siyasal güven konularına değinilecektir. Sosyal güven, sosyal sistemin devamını sağlayan, kurumları ve sosyal yapıları koruma işlevi gören, sosyal bütünleşmeyi inşa eden, sosyal ve ekonomik değişimlere ve siyasal yaşama olan güveni tesis eden temel bir bileşendir. Kısacası sosyal güven, bir toplumsal yapının bütünleştirici gücü ve güçlü bir sosyalleştirme aracıdır. Bu bağlamda sosyal güven; farklı etnik, dini, sınıfsal, dilsel ve kültürel niteliklerin merkeze alınmayarak kişilerin, diğerlerini tanımasalar dahi, aynı toplumu paylaştığı insanlara güvenmesi şeklinde tanımlanabilir. Kısmi veya özelleştirilmiş güven particularized trust ise, yabancılara şüpheyle bakıldığı ve onlara güvenilmediği, kişinin sadece kendinden olanlara duyduğu güven olarak tanımlanmaktadır. Kısmi güvenin kapsamı; aileyi, arkadaşları, komşuları ve iş arkadaşlarını içerisine almaktadır. Çünkü bu kişiler, kişisel olarak yakinen tanıdığımız ve sağlam bağlara sahip olduğumuz insanlardır. Siyasal güven ise, bireyin siyasi lider, hükümet, siyasi kurumlar ve üretilen politikalar hakkında bilgi sahibi olmasıyla bu faktörlerin bireyin iç dünyasındaki karşılığına göre bir duygu üretme sürecidir. Bu süreç sonrasında bilgiyle beraber duygunun da eklenmesiyle bir yargıya ya da düşünceye dönüşür.

Keywords