Kadim Akademi SBD (Dec 2022)

Arap Baharı Sonrası Türkiye'nin Ortadoğu Politikası

  • Muhammed İkbal Saylık

DOI
https://doi.org/10.55805/kadimsbd.1117294
Journal volume & issue
Vol. 6, no. 2
pp. 80 – 104

Abstract

Read online

Uluslararası kamuoyunda, son yıllarda giderek artan bir doz ve sıklıkta, Türkiye’nin genelde 2002, özellikle de Arap Baharı sonrasında izlediği dış politikanın revizyonist bir karakter taşıdığı, Türkiye’nin revizyonist bir gündemi takip ettiği, Osmanlı’yı yeniden ihya etmek gibi bir amaç taşıdığı öne sürülmektedir. Bu iddialara dayanak olarak da Türkiye’nin komşu ülkelerde giriştiği sınır ötesi askeri operasyonlar, Suriye’deki iç savaşa bir dönem aktif ve yoğun bir şekilde müdahil oluşu, bölgede yaşanan bir takım silahlı ihtilaflara taraf olması, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da askeri üsler kurması, son dönemlerde yerli savunma sanayisi alanında büyük yatırımlar yapıyor oluşu, Doğu Akdeniz’de komşuları ve uluslararası toplumla karşı karşıya gelme pahasına enerji kaynakları arama ve sondaj çalışmaları yapmasını göstermektedirler. Ancak Türkiye’nin bölgede gerçekleştirdiği askeri ve ekonomik faaliyet çalışmaları revizyonist olarak betimlemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Makalede ayrıntılı olarak ele alındığı gibi bu çalışma ve faaliyetlerin tek amacı 2003 yılında Irak’ın işgali ve 2010 yılı sonunda yaşanan Arap Baharı sürecinin ardından ortaya çıkan Türkiye’ye yönelik terör tehditlerini bizzat kaynağında bertaraf etmek, terör koridorları gibi oluşumları ortadan kaldırarak ülke sınırlarının güvenliğini güvence altına almak, sınır içinde ve sınırların dışındaki ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruyarak ülkenin karşılaşabileceği zararları asgariye indirmektir. Ayrıca Türkiye’nin geçmişten bugüne kadar bölgede mevcut statükoyu korumaya yönelik olarak izlediği siyaset ve komşularının toprak bütünlüğünü her platformda dile getirmesi, Batılı kaynaklarca dile getirilen revizyonist dış politika söylemlerini boşa çıkarmaktadır.