Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi (Apr 2018)

Morbid Obezitede Bariatrik Cerrahi Sonrası Hasta Sonuçları

  • DEFNE Dizlek,
  • Emine Çatal

Journal volume & issue
Vol. 6, no. 2
pp. 501 – 512

Abstract

Read online

Amaç: DSÖ verilerine göre 2014’te 18 yaş ve üzeri yetişkinin 1,9 milyardan fazlası kilolu ayrıca bunların 600 milyondan fazlası ise obezdir. Obezite; vücut sistemleri ve psikososyal durum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık problemlerine neden olmakla birlikte diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser dahil birçok kronik hastalığın başlıca risk faktörüdür. Obezite medikal ve cerrahi şeklinde iki yöntemle tedavi edilmektedir. Cerrahi tedavi farklı bir deyişle bariatrik cerrahi, eskiye oranla daha çok tercih edilmektedir. Operasyon sonrasında bireylerde kilo kaybının yanında meydana gelen değişiklikler olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, obezite cerrahisi geçiren hasta sonuçlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Konuya ilişkin İngilizce ve Türkçe anahtar kelimeler kullanılarak Google Scholar, PubMed ve EBSCOHOST veri tabanlarında tarama yapılıp, ilgili olabilecek çalışmalar ele alınarak literatür derleme şeklinde yapılmıştır. Bulgular: Bariatrik cerrahi geçiren hastaların, çoğunlukla sınıf III obezite ve en sık olarak erişkin kadınlarda görüldüğü saptanmıştır. Bariatrik cerrahiye eşlik eden komorbiditelerden en sık görüleni hipertansiyondur. Hasta yaşı ne kadar yüksek olursa hipertansiyon, diabetes mellitus ve anksiyete veya depresyon insidansının da o kadar yüksek olduğu belirlenmiştir. Ameliyat sonrası erken dönemde en sık karşılaşılan sorunlar solunum güçlüğü, yara yeri komplikasyonları, mide kapasitesinin küçülmesine bağlı bulantı ve kusma, dumping sendromu, bağırsak hareketlerinde yavaşlama ve ameliyat bölgesinde sızıntı gelişmesi olduğu şeklindedir. Birinci yıldan sonra yemek yemekten mutlu olma eğilimleri birçok katılımcının yaşadığı bir mücadeledir. Genel olarak, bariatrik cerrahi sonucunda kilo kaybı görülür. Bir yıla kadar BKİ’de azalma olur. Cerrahi sonrası 5 yıla kadar devam eder fakat yaşça büyük olan hastalardaki kilo kaybı daha yavaş olur. Hastalarla kilo kaybı konusundaki kişisel engellerinin tartışıldığı bir çalışmada diğer kişilerin onları anlamadıklarını düşündükleri ve durumlarıyla alâkalı olmayan birinin tavsiye vermesini yaşadıkları zorluklar olarak belirtmişlerdir. Bu durum; motivasyon ve bağlılığın azalması, başarısızlık ve utanç duygusu ve tedavi sonrası bakıma katılımın azalmasına sebep olmuştur. Tip1 Diabetes Mellitus’lu hastalarda bariatrik cerrahi büyük yarar sağlamıştır. Ağırlık azaltma, insülin gereksinimleri, obezite komorbiditeleri, ve diyabet komplikasyonuyla ilgili bazı avantajlar sağlamıştır. Ancak uzun glisemik kontrol üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı. Belirlenmiştir. Ameliyattan sonraki ilk 2 yılda kilo kaybı görülmüş, uzun vadede de kilo kaybının iyi korunduğu ve kilo kaybının da en az 4 yıl devam ettiği belirtilmiştir. Ayrıca kilo kaybına önemli gelişmeler eşlik etmektedir. Önceden var olan Tip2 Diabetes Mellitus (T2DM) ve hipertansiyonda azalma ve aynı zamanda T2DM riski vakasında azalma, angina, MI ve obstrüktif uyku apnesi bulgularında azalma görülmüştür. Sonuç ve Öneriler: Bariatrik cerrahi de her birey ve her operasyon tektir, benzersizdir. Bir hastanın yaş, komorbidite ve kilo durumu gibi birçok özelliğine göre bariatrik cerrahi yöntem seçilir ve tüm süreçler bireye göre yönetilir. Sonuç olarak bariatrik cerrahide başarılı sonuçlar için multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

Keywords