Sakarya Tıp Dergisi (Jun 2018)

Respiratuar Distres Sendromlu Bronkopulmoner Displazi Gelişen Hastalarımızda Klinik ve Demografik Bulgularımız ve Literatürün Gözden Geçirilmesi

  • Fatma Hilal Yilmaz,
  • Nazlı Dilay Gültekin,
  • Nuriye Tarakçı,
  • Hüseyin Altunhan

DOI
https://doi.org/10.31832/smj.418215
Journal volume & issue
Vol. 8, no. 2
pp. 388 – 394

Abstract

Read online

Amaç: Bu çalışmanın amacı ünitemizde RDS tanısı ile takip ve tedavi ettiğimiz preterm bebeklerdeki BPD görülme oranı, bu bebeklerin klinik ve demografik verileri ve risk faktörleri paylaşılarak gelişen yenidoğan yoğun bakım tekniklerine rağmen hastalığın süreçten nasıl etkilendiğinin belirlemesidir. Gereç ve Yöntemler: Meram Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde 2017 Ocak ile 2018 Mart ayları arasında, prematürelik nedeniyle yatırılarak RDS tanısı ile sürfaktan verilen ve izlemlerinde BPD tanısı alarak, tedavi verdiğimiz 10 olgunun dosyalarından verileri kaydedildi. Bulgular: Ocak 2017- Mart 2018 arasında 10 (%13,3) hasta BPD tanısı aldı. Ortalama doğum haftası 26,5 ±1,64 (25-29), ortalama doğum kilosu 821,8 ± 236,9 gr (1378-490) idi. Olguların 7 (%70) tanesi 28 haftanın altında ve 9 (%90) tanesi 1000 gr’ın altında idi. Olguların 8 (%80) tanesi erkek, 2 (%20) tanesi kızdı. Olgular ortalama 19,35± 19,52 (1,5-41) gün invaziv, 25,6± 11,76 (4-43) gün non-invaziv mekanik ventilasyon ile solunum desteği aldı. Serbest oksijen ihtiyaçları eve oksijen ile taburcu olan ağır BPD’li 1 hasta hariç ortalama 39,5±17,19 (69-14) gün sürdü. Sonuç: Sonuç olarak yenidoğan bakım uygulamalarındaki tüm gelişmelere rağmen BPD ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Çalışmamızda da prematürite, düşük doğum ağırlığı, invaziv mekanik ventilasyon uygulama süresi, yoğun ve uzun süreli oksijen desteği BPD’nin zemin hazırlayan risk faktörleri olarak öne çıkmaktadır.

Keywords