Trabzon İlahiyat Dergisi (Dec 2019)
Ebû Şekûr Es-Sâlimî’nin İmana Dair Bazı Görüşleri
Abstract
Hz. Peygamberin vefatının akabinde, Müslümanların karşılaşarak cevabını aradığı sorulardan biri yeni halifenin kim olacağı sorusu, diğeri de imanın tarifinin ne olduğu sorusudur. Özellikle halifelik konusunda farklı görüşleri benimseyen Müslümanlar, kısa sürede hem siyasî hem de itikâdî boyutu bulunan bir mezhepleşme süreci yaşayarak farklı mezhep ve fırkalara ayrıldılar. Çözülemeyen siyasî anlaşmazlıkların daha da büyümesi sonucu Müslümanlar arasında silahlı mücadele kaçınılmaz hale gelmiştir. Ancak; kasten Müslüman kardeşinin kanını dökmenin ebediyen cehenneme gitmeye sebep olacağına dair nass (en-Nisa 4/93) ortadayken hangi sebeple Müslüman kardeşinin kanını dökmek caiz olabilirdi? Bu sorunun cevabı kuşkusuz savaşacağı kişinin mü’min olmadığı fikri idi. Bu düşünceden hareketle muhalif taraflar tekfir silahını kullanmaya başladılar. İlk Müslüman coğrafyasında yaşanan ve etkilerini bugün dahi hissettiren bu üzücü olaylar, imanın mahiyetinin ne olduğu sorusunun cevabının aranmasına sebep olmuştur. Bu sebeple itikâdî konularda eser yazan her âlimin ilk ele aldığı konuların başında iman meselesi ve ilişkili olduğu konular gelmiştir. Semerkand bölgesi Hanefî âlimlerinden Ebû Şekûr es-Sâlimî (ö. 460/1068’den sonra) de itikâdî konulara dair yazdığı eseri et-Temhîd fî beyâni’t-tevhîd’de, diğer itikâdî konularla birlikte iman ve imanla ilintili olan konuları ele almıştır. Mâtürîdî kelam ekolünün 438-508/1047-1115 yılları arasında yaşayan Ebü’l-Muîn en-Nesefî tarafından sistemleştirildiği düşünüldüğünde, Sâlimî hayatta iken Mâtürîdîlikten bahsetmenin mümkün olmayacağı anlaşılacaktır. Sâlimî’nin mezkûr eserinde ne İmam Mâtürîdî’den ne de Mâtürîdîlikten bahsetmemesi bu hususu destekleyen bir durum olarak düşünülmelidir. Bu sebeple Semerkant bölgesinde Mâtürîdîlik öncesi itikâdî konuların ele alınış tarzı önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Mâtürîdîlikten bahsedilemeyecek bir dönemde Semerkant bölgesinde iman ve imanla ilgili konuların değerlendirilme tarzına ışık tutmak amacı ile Sâlimî’nin imanla ilgili konulardaki görüşleri ele alınacaktır.
Keywords