Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Siyasetnamelerde İfade Özgürlüğü ve Bunun Kapsamı

  • Hüsnü Aydeniz

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.981763
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 2
pp. 735 – 755

Abstract

Read online

Bu çalışmanın temel amacı, ifade özgürlüğü bağlamında siyasetname geleneğinin sahip olduğu birikimi tespit etmek, buna bağlı olarak yeni bakış açıları oluşturma potansiyelini tartışmaktır. Modernitenin geleneksel yapılara yönelik en önemli eleştirilerinden biri insanların sosyal, kültürel ve dinî gerekçelerle pek çok sınırlandırmaya maruz bırakıldığı iddiasıdır. Ağırlıklı olarak eylem özgürlüğünün sınırlandırılmasına odaklanan bu eleştiri, düşüncelerin ifade edilmesinin engellenmesi konusunda da karşımıza çıkmaktadır. Geleneksel anlayışlar bu tutumu sergilerken, sadece belirli bir otoritenin pozisyonunu korunmayı veya güçlendirilmeyi değil, yanı sıra bireysel ve toplumsal açıdan ortaya çıkabilecek sorunları da önlemeyi hedeflemişlerdir. Ancak, bu düşüncelerin her zaman belirtilen niyete sadık kaldığını söylemek mümkün değildir. Bu bağlamda, geleneksel anlayışların tarihsel bağlamlarıyla birlikte ele alınması, sadece belirli bir dönem yahut medeniyet hakkında entelektüel bir malumat yığınına vakıf olma amacı taşımamalıdır. Asıl gaye, söz konusu birikimi eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutabilmek ve bu alandan elde edilecek anlamlı sonuçlara ulaşmak olmalıdır. Çalışma konusunun çerçevesi belirlenirken, siyasetnameler üzerinden bir okuma yapmanın, böyle bir fırsatı sunacağı düşünülmüştür. Çalışmada öncelikli olarak ifade özgürlüğünün zihni altyapısı üzerinde durulmuş; buna istinaden siyasetname kültüründe konuya ilişkin genel değerlendirmelere yer verilmiş ve özgürlüğün kapsamının belirlenmesi açısından büyük bir öneme sahip olan otorite kavramına değinilmiştir. Özellikle yönetim erkinin başında yer alan yöneticilerin, otoritelerini hangi güce dayandırdıkları ve bunun sınırlarının hangi ilkelerden hareketle belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Siyasi hayatla ilgili hem ideal ilkelere yönelen hem de realiteyi dikkate alan siyasetnamelerin bir meşruiyet zemini oluşturmak yahut var olan durumu anlamlandırmak açısından otoritenin kaynağına ilişkin önemli değerlendirmeler barındırdığı görülmektedir. Konuyla ilgili değerlendirmeler yapılırken, siyasetnamelerin, otoritenin mevcudiyetinin ve kullanımının temel amacının düzen fikri olduğuna dikkat çektikleri son derece açıktır. Bu bağlamda, düzenin sağlanması için belirlenen sınırların ihlali durumunda ne tür önlemlere başvurulacağı, siyasetnamelerin en önemli konuları arasında yer alır. Bu önlemler arasında bütün özgürlüklerin, özellikle ifade özgürlüğünün bir şekilde sınırlandırılması düşüncesi önemli bir yer tutar. Makale, farklı siyasi ve toplumsal durumlarda ortaya çıkabilecek reaksiyonlara yönelik, bu çerçevede dile getirilen önerilerin muhtemel katkılarına da işaret etmektedir. Belirtilen katkıların başında, yöneticilerin bazı gerçekleri yeterince algılayamamalarına neden olan, farklı toplum katmanlarıyla sağlıklı iletişimin önünde ciddi bir engel oluşturan ve perdelenme diye isimlendirilebilecek bir engeli aşmaya dair değerlendirmeler yer almaktadır. Makalenin odaklandığı temel meselelerden biri de, siyasetnamelerin toplumun gövdesini oluşturan geniş kitlelerin ifade özgürlüğünü nasıl kullanacaklarına yönelik önerileridir. Bu öneriler, toplumsal yapının farklı boyutları arasındaki diyalektik ilişkinin çerçevesini belirleme noktasında, yönetilenlerin de sorumluluk sahibi olduklarını ifade etmektedir. Modernite sonrası dünyada gelişen toplumsal anlayışlar geleneksel yaklaşımlara göre bireyi çok daha ön plana çıkaran bir mahiyet taşır. Bu, bir dereceye kadar olumlu etkiler üretmiş olabilir. Bununla birlikte, insanların birlikte yaşama kültüründe ciddi bir erozyonun bu vesileyle meydana geldiği görülmektedir. Bunda genel anlamda özgürlüğün, özel de ise ifade özgürlüğünün sorunlu bir şekilde kullanılmasının payı büyüktür. En üst toplumsal yapılar olan devletler açısından da bu sorunların gün geçtikçe arttığı söylenebilir. Dolayısıyla bireysel özgürlüklerin sağlanması arzusunun orta vadeli sonucu bazen kaos olarak, uzun vadeli sonucu ise yeniden daha otoriter bir yapının ortaya çıkması şeklinde belirebilir. Hatta bu otoriterleşme eğilimleri, ifade özgürlüklerinin yanlış kullanımları gibi makul gerekçelere dayandırılarak güç kazanabilir. Bu sorunların üstesinden gelinmesinde, siyasetnamelerin modern dönemin beşerî planda oluşturduğu kayıtsızlık durumuna önemli alternatifler sunarak, büyük toplumsal kırılmaları önlenmede yardımcı olabilecekleri unutulmamalıdır. Çalışma, bu bağlamda siyasetnamelere göre, ifade özgürlüğünün hangi şartlarda sınırlandırılabileceğine de değinmektedir.

Keywords