Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Jun 2023)

Rükneddin es-Semerkandî’nin ‘fî Ma‘rifeti’l-İnsân/İnsanı Bilme Üzerine’ Adlı Risalesi: Tahlil ve Tahkik

  • Mustafa Vacid Ağaoğlu

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.1256100
Journal volume & issue
Vol. 6, no. 1
pp. 40 – 67

Abstract

Read online

İnsanın doğası konusu, ilim ve düşünce tarihimizin önemli meselelerinden biri olmuştur. Kelâm geleneği insanı, daha ziyade ruh, irade özgürlüğü ve mebde-meâd ekseninde incelemiştir. Kadîm felsefî birikimin İslâm dünyasına intikal etmesinden sonraki süreçte ve özellikle de Fârâbî (ö. 950) ile birlikte insan, felsefî perspektifin talepleri doğrultusunda psikoloji, sosyo-politik teori ve eskatoloji gibi birçok açıdan inceleme konusu yapılmıştır. Öte yandan tasavvuf geleneği de insanı kendine özgü bakış açısıyla, yani keşf ve mücâhede yöntemi çerçevesinde ele alıp incelemiştir. Geç dönem (müteahhirîn) Matürîdiyye ve Hanefî âlimlerinden biri olan ve kelâm, tefsir, tasavvuf, usûl-i fıkıh gibi birçok alanda eserleri bulunan Ebû Muhammed Rükneddin Ubeydullah b. Muhammed b. Abdilazîz es-Semerkandî (ö. 1301) de insan meselesine çok özel bir önem atfetmiş ve bu hususta “]Risâletün uhrâ[ fî ma‘rifeti’l-insân” adlı bir risale de kaleme almıştır. Tasavvuf geleneğinin etkilerini de taşıyan Rükneddin es-Semerkandî’nin söz konusu risalesinde daha ziyade insan ruhu incelenmektedir. Bunun yanı sıra müellif, beden (kalıp) ve insanı bilme ve tanıma üzerinden Allah’ın varlığı ve fail olması hususlarını da ele almaktadır. Elinizdeki bu çalışma, başlıca iki ana kısımdan oluşmaktadır. İnceleme ve tahlilden oluşan birinci kısım, kendi içerisinde risalenin genel özellikleri -ki bu da risalenin ismi ve müellife aidiyeti, yazma nüshaların tanıtımı ve tahkikte takip edilen metot olmak üzere üç alt başlıktan müteşekkildir- ve risalenin konusu ile muhteva analizi olmak üzere iki başlıktan oluşmaktadır. İkinci kısımda ise çalışmamızın esas unsurunu teşkil eden ve henüz yazma durumunda bulunan mezkûr risalenin tahkikli neşri yer almaktadır. İkinci kısma yönelik, yani tahkik çalışmamız kapsamında toplamda dört ayrı el yazma nüshasına ulaşılmıştır. Elimizdeki nüshalar arasında tarih ve müstensih isminin mevcut olduğu yegâne nüsha (ana nüsha) üzerinden tahkikli metnin dökümü sağlanmıştır. Sonraki aşamalarda ise tahrîc ve diğer üç nüsha ile karşılaştırma yapılmıştır. Rükneddin es-Semerkandî’nin söz konusu risalesindeki bazı açıklamaları kendisinin de tasavvufî yönden intisaplı olduğu izlenimlerini çağrıştırmakla birlikte, düşüncelerini bir kelâmcı perspektifle serdetmiştir. Zira o, kelâm geleneğine bağlı kalarak ruhun “cisim” olduğunu, bedene (kalıba) hulûl ettiğini ve diğer yaratılmışlar gibi zamansal ve mekânsal olduğunu ileri sürmektedir. Yine bir kelâmcı olarak Semerkandî, mensubu olduğu geleneğe bağlı kalarak ahiret hayatının hem ruhanî hem de cismanî olacağının altını çizer ve bu bağlamda meâdın yalnızca ruhanî olacağını söyleyen filozofları eleştirir ve onların görüşlerini yanlış bulur. Söz konusu veciz risalesini beş bölüme ayıran Semerkandî, ilk bölümde hadis olarak kabul ettiği “nefsini bilen Rabbini bilir” sözünün şerhini ele almaktadır. İkinci bölümde, hayvanî ruhun latif cisim olduğunu serdetmektedir. Üçüncü bölümde, organlar bilinmese bile her insan “ben nâtık insanî ruhum” diyebilir teması üzerinden açıklamalar yapmaktadır. Dördüncü bölümde insanın bedeni ve ruhuna dair düşünceler ve açıklamalar serdedilmekte ve nihayet beşinci bölümde ise küçük âlemi (insanı) bilen Allah’ı da bilmiş olur teması üzerinden Allah tasavvurunu ortaya koymaktadır. Netice itibarıyla Rükneddin es-Semerkandî, “]Risâletün uhrâ[ fî ma‘rifeti’l-insân” adlı risalesinde genel olarak ruh, beden ve Allah tasavvurunu ele almaktadır. Bu bağlamda o, insanî ruhun latif cisim olduğunu ve ahiret hayatının da hem ruhanî hem de cismanî olacağını açıklamaktadır. Ayrıca insanın nefsini bilmesi ile Rabb’ini bilmesi/tanıması arasında sıkı bir ilişki tesis etmektedir. Bunun yanı sıra insanı küçük âlem (mikrokozmos) olarak tasavvur eden Semerkandî, onun ihtiva ettiği çeşitli bedâyi ve hikmetleri bilmenin Allah’ı bilmeye ve idrak etmeye götüreceğini söyler.

Keywords