Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2021)

Buhârî’de Haksızlık Anlayışı (Kitâbu’l-Mezâlim Örneği)

  • Mustafa Öztürk

DOI
https://doi.org/10.35415/sirnakifd.974793
Journal volume & issue
no. 27
pp. 181 – 207

Abstract

Read online

Bu çalışmanın başlığına konu olan “haksızlık” tabiri, “bir şeyi kendisine ait olmayan yere koymak, o şeye hakkını vermemek” anlamındaki “zulüm” kavramına eş değer kullanılmıştır. Zira konu, Buhârî’nin Sahih’inde 46. bölüm olarak düzenlenen “Kitâbu’l-mezâlim” ekseninde ele alınmıştır. “Mezâlim” kelimesi, sözlükte “haksız yere ele geçirilmiş olan başkasına ait nesne,” “zulmen alındığına dair şikâyetçi olunan şey”, “mazlum hakkı” gibi anlamlara gelen “mazlime”nin çoğuludur. “Mazlime”, insanlar arasındaki genel hak ihlalini ifade etmekle birlikte, çoğul şekliyle (mezâlim), tarihi süreçte bazı özel mahkemelerin adı olarak da fonksiyon icra etmiştir. Ayrıca “Kitâbu’l-mezâlim” bölüm başlığı ve içerik itibariyle aynı zamanda bir hadis kitabında bulunması yönüyle sadece Buhârî’nin Sahih’ine has bir orijinallik taşımaktadır. Üstelik konunun Buhârî gibi bölüm, bab başlığı ve hadislerin tertibine ayrı bir ihtimam gösteren bir âlimin eserinde yer alması, ilmî merakı özellikle celbetmiş ve tetkike medar olmasını zorunlu kılmıştır. Tetkikin sonucunda ise, “mezâlim”in içeriğinin sadece hukuka değil, aynı zamanda imâna, vicdâna, ahlâka ve fazilete yönelik boyutlarının olduğu görülmüştür. Nitekim Buhârî, henüz bölümün “Kısâsu’l-mezâlim” diye kaydedilen birinci babında buna dikkat çekmekte; babın başlığı dünyevî bir kısası çağrıştırsa da hemen altında zikredilen hadiste, hususiyle müminlerin dünya hayatında yaptıkları haksızlıklardan kaynaklı uhrevî hesaplaşma kastedilmektedir. Yine aynı minval üzere ikinci babda uhrevî hesap gününün tasviri kabilinden müminlerin hesabı kolay görülürken, şâhitlerin aleyhte şehâdetiyle “zâlimler olarak” vasıflanan kâfirlere ve münâfıklara lanet okunmaktadır. Ardından kaydedilen başlıklarda ve içeriklerde ise ahlâk ve fazilet merkezli davranışlarla birlikte insanın iç dünyasına ve ahirette hesap vermeye odaklı konular ön plana çıkarılmaktadır. Diğer taraftan bölümde, haksızlığa uğrayan mağdur kimsenin fırsat bulduğunda kendi eliyle hakkını geri alabilmesi yanında komşu haklarının ve kamu hukukunun çiğnenmemesi hususunda belli bir bilincin telkin edildiği görülür. Bazı başlıklarla da haksızlık gibi algılanacak olan bir kısım tasarrufların aslında haksızlık olmadığı mesajı verilir. “Kitâbu’l-mezâlim”, başlık ve hadislerin tertibiyle bütünsel değerlendirildiğinde hak ihlalleri konusunda -yukarıda da işaret ettiğimiz üzere- imânı, ahlâkı, fazîleti ve hukuku ilgilendiren çerçevesiyle şümullü bir bakış açısı sunmaktadır. Buna göre ahirette Allah’ın huzurunda hesaba çekilmeye imân etmek; zihnen ve kalben hayrı ve şerri belirleyip ayrıştırmakta, ahlâk ve fazilet; söz konusu imânın davranış bilincine dönüşmesini ve bir hayat tarzı haline getirilmesini sağlamakta, hukuk ise nihai olarak koruyucu sistemiyle ihlalleri engellemektedir. Öte yandan imân, ahlâk ve faziletin ecri ve yaptırımı -dünya hayatına taalluk etmekle beraber- daha çok ahirete havale edilmiştir. Hukukun yaptırımı ve müeyyidesi ise oldukça dünyevidir. Ayrıca İslamî anlayışta hukuk kurallarını içselleştirip onlara uymak, imân, ahlâk ve fazilet sahibi olmakla yakından ilgilidir.

Keywords