Dini Araştırmalar (Nov 2015)

Ödev Ahlakının Türk Düşüncesine Girişi ve Baha Tevfik'in Kant Hakkındaki Yazıları

  • Mustafa Baş

Journal volume & issue
Vol. 14, no. 38
pp. 41 – 58

Abstract

Read online

İslam, ilk döneminden itibaren farklı dini inanıslarla bir arada yasamıs, bunu kültürel zenginlik olarak nesiller boyu sürdürmüstür. Hz. Peygamber döneminden baslayarak “zimmi” statüsü verilen Gayri Müslimler kendi inançlarının gereğini serbestçe yasamıslar, sosyal ve kültürel değerlerini korumuslardır. İslam’ın genis hosgörüsü sayesinde yetenekli Gayri Müslimler saraylarda ve tercüme merkezle- rinde etkin roller üstlenmislerdir. Gerek Emevi ve Abbasi devletleri, gerekse daha sonraki dönemlerde Hıristiyan ve Yahudi din adamları ile Müslüman din adamları arasında dini tartısmalar yasanmıs, bu tartısmalar bazen devlet erkânının huzu- runda bazen halka açık olarak günlerce devam etmistir. Bu tartısmalarda taraflar kendi dinlerinin hak ve gerçek olduğunu savunmaya çalısmıslardır. İslam bu hos- görünün en güzel örnekleri Endülüs’te asırlar boyunca sergilenmistir. Türklerin İslam’ı kabul etmeleri ve Anadolu’ya yerlesmeleri Bizans baskısı altında bulunan Doğu Kiliselerine rahat nefes alma imkânı sağlamıstır. Özellikle Osmanlı İm- paratorluğu döneminde bu müsamaha en üst seviyeye çıkmıs, cemaatler kendi hukuki kurallarını uygulamıslar, devlet içinde devlet olarak varlıklarını devam ettirmislerdir. Fethedilen bölgelerde inançlara baskı yapılmaması, farklı inanısla- rın varlıklarını devam etmelerini sağlamıs, bu da İslam’a girisi ve bölgelerin İs- lamlasmasını kolaylastırmıstır. Farklı inanısta da olsa insanlar arasında komsuluk iliskileri ve ortak değerleri paylasma olgusu yasanılan toprakların savunulmasın- da da bir birliktelik doğurmustur. Sonuç olarak İslam, Devlet olduğu dönemden günümüze kadar farklı kültürleri bir arada tutan ve onları kendi değerleri içinde yasatan bir sistem olarak varlığını devam ettirmistir

Keywords