TSBS Bildiriler Dergisi (Jan 2025)
İbn Tufeyl’de Din Dili ve İdrak Mertebeleri
Abstract
İnsanlık tarihi boyunca din kavramı tüm toplumlar arasında büyük öneme sahip olmuş ve her topluluk kendisine ait inançlar bütünü içerisinde yaşamışlardır. Tanrı-Evren-İnsan kavramları ve birbirleri ile olan ilişkileri hem dinin hem de felsefe ilminin konuları arasında yer almıştır. Bundan dolayı din ile felsefe kimi zaman birbirleri ile çatışma durumuna getirilmiş kimi zaman ise bu iki ilmin birbirleri ile uyumundan bahsedilerek, birbirlerini destekler nitelikte oldukları ifade edilmiştir. Çalışmamızda İbn Tufeyl’in Hay b. Yakzân eseri merkeze alınarak burada kullanılan din dili ve idrak dereceleri ele alınmıştır. Ayrıca din-felsefe ilişkisi, tarihi süreç içerisinde değerlendirilerek yeni bir din dilinin imkânı bu bildirimizin ana konusu olmuştur. Bu araştırmamızda Hay b. Yakzân eseri eşliğinde yeni bir din dilinin imkanını müzakereye açarak bunun önemi üzerinde durduk. Çünkü bizler din ile felsefe arasındaki uyumun ve birlikteliğin sağlanabilmesinin ön koşulu olarak ayrışma/çatışma dilinin terkedilerek, uzlaşmacı/birleştirici yeni bir din dilinin gerekliliğini düşünüyoruz. Bu sebepledir ki literatürde bulunan çalışmaların dışında felsefe-din ilişkisine İbn Tufeyl ve Hay b. Yakzân penceresinden bakarak yeni bir din dilini, idrak mertebelerini dikkate alarak temellendirdik. Böylece gerek İslam felsefesi alanına gerekse diğer ilişkili alanlara ufak da olsa bir katkı sağlamayı hedefledik. Bu bildirimizde felsefe-din birlikteliğinin neden önemli olduğu üzerinde durularak çatışmacı/dışlayıcı bir din dilinin kullanılmasının olumsuz ve tehlikeli yönleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çözüm olarak ise filozofumuzun eserinde kullanmış olduğu ‘din dili’ ve ‘farklı insan idrakleri’ kavramları üzerinde durularak yeni bir din dilinin, felsefe-din uyumunun sağlanması açısından önemli olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmada öncelikle din dili bağlamında konuyla ilgili İbn Tufeyl’in Hay b. Yakzân eseri ele alınmıştır. Daha sonra günümüze kadar gelen süreçte yayınlanmış olan temel kaynaklar, makaleler, konuyla ilgili yayınlanmış olan doktora ve yüksek lisans tezleri taranmıştır. Toplanan tüm bu veriler nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak konu ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Sonuç olarak tarihi süreçte din ve felsefenin birbirleri ile uyumundan bahsedenlerin yanı sıra her iki ilmin yan yana olamayacağını savunanlar da olmuştur. Her insanın farklı idrak düzeyi vardır. Bu sebepledir ki yeni bir din dilinin geliştirilmesi, din ve felsefe alanına büyük katkı sağlayacağı gibi her insanın da anlam dünyasına daha iyi hitap edebilmemizi sağlayacaktır. * Bu çalışma 4. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu’nda sözlü olarak sunulan “İbn Tufeyl’de Din Dili ve İdrak Mertebeleri” adlı bildirinin içeriği geliştirilerek üretilmiş hâlidir.
Keywords