İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi (Dec 2022)

İslâm Hukukuna Göre Boşanma Prosedürü ve Ahlakı

  • Abdullah Kahraman

Journal volume & issue
no. 40
pp. 27 – 74

Abstract

Read online

İslam’da evlilik esas ve teşvik edilmiş bir başlangıç ve işlem iken boşama istisna ve hoş karşılanmayan bir sonuçtur. Kur’ân’da en fazla ve ayrıntılı hüküm aile hukuku ile ilgilidir. İslam hukukçuları ilgili âyet ve hadislerden hareketle evlenme ve boşanma hukukunu “nikâh” ve “talak” başlıkları altında düzenlemişlerdir. Konu ile ilgili bir kısım âyet ve hadislerde geçen ifadelerden hareketle söz konusu hukukî düzenlemelerin ahlakî yönlerini de dikkate almışlardır. İslam birçok hükümde olduğu gibi kendisinden önce toplumda var olan hükümler konusunda birtakım ta’dilatlar yapmıştır. Evlenme ve boşanma konusu da bunlar arasındadır. Câhiliye döneminde yapılan evlenme ve boşanmalara Hz. Peygamber’in risaleti ve Kur’ân’ın nüzulünden sonra yeni bir sisteme kavuşmuş ve insan onuruna yakışan hükümler getirilmiştir. Daha önce evlenilen kadınların sayısında ve boşama konusunda belli sınırlar olmadığı halde Kur’ân her iki konuda da önemli sınırlamalar getirmiş ve zaman zaman bunları “hudûdullah/Allah’ın yasal sınırları” kavramı ile ifade etmiştir. Evlenmeyi aile kurmak, huzur bulmak ve hısım olmak gibi gayelerle teşvik eden İslam, boşanmayı hoş karşılamasa da mecbur kalındığında caiz görmüştür. Boşanan eşler ve aileleri arasında husumet oluşmaması için de boşamayı bir prosedüre bağlamış, boşanma adab ve ahlakı getirmiştir. Bunun için hassas noktalara değinen Kur’ân boşanan veya boşanacak eşlerin şiddete başvurmadan, birbirine zarar vermeden ve düşman olmadan medeni ve insana yaraşır şekilde ayrılmalarını önermiştir. Bu makalede boşanma prosedürü ve ahlakı konusu ele Kur’ân, sünnet ve fıkıh perspektifinden ele alınacaktır. Âyetlerin genel ifadeleri dikkate alındığında usulüne uygun evlilik yaparak sıcak bir yuva kurup huzurla yaşamak üzere bir araya gelmek hem kadının hem de erkeğin fıtratının bir gereğidir. Nikâh akdinin konusunu ve amacını sadece cinsel tatmine indirgemek, bu önemli akdi basitleştirmektir. Fıkıh kitaplarında nikâh akdinin “milk-i müt’â” (cinsel yararlanma) üzerine yapılan bir akit olarak tanımlanması, bir yönüyle fakihlerin akit teknikerinin ve hür kadından yararlanmayı oturtmak istedikleri temelin belirlenmesinde yaşadıkları zorluğun bir gereğidir. Dolayısıyla evlenmek, sadece basit cinsel tatmin için değil, sekinet, meveddet ve rahmet semerelerini elde etmek içindir. Bunun içinde hayatın zorluğunu, acılarını, sıkıntılarını, mefsedetlerini ve problemlerini beraber göğüslemek, nimetlerini, maslahat taraflarını ve güzelliklerini de paylaşmak vardır. Fakihler bu akde, dini ve dünyevi bir takım maslahatlar bağlamışlardır ki, neslin korunması ve devamı, kadınların himâye edilmesi, cinsel haramlardan korunma, Hz. Peygamber’in iftiharına layık müminlerin sayısını artırma bunlardan bir kısmıdır. Bütün bunlara rağmen mizaçları uyuşmayan, bütün iyi niyetli gayret ve yaklaşımlara rağmen yukarıda belirtilen aşamaları takip ettikten sonra bu güzellikleri beraber yaşayamayacakları anlaşılan eşler düşman olmadan, ve şiddete başvurmadan iyilikle, güzellikle ve dost kalarak ayrılabilirler ve Kur’ân’a, sünnete ve Müslümanların hukuk ve ahlak birikimine uygun olan da bu şekilde ayrılmalarıdır. Evliliği teşvik eden, boşamayı ise teşvik etmeyip kaçınılmaz olduğunda prosedürünü ve ahlakını gösteren Kur’ân, her konuda olduğu gibi bu konuda da insana ve insani duygulara büyük önem vermiştir. Kadının aile hayatının erkeğin iki dudağı arasında olduğu yönündeki bazı yaygın söylemlerin aksine, Kur’ân evlenmeyi kolaylaştırırken boşanmayı belli bir prosedüre bağlayarak bir ölçüde zorlaştırmıştır. Anlaşmazlık yaşayan eşlerin barışıp eksiklerini anlayarak evliliklerini kurtarmalarını yeniden denemek için eşlerin ailelerinden hakemler tayin edilmesini talep eden Kur’ân’ın evliliği iki kişi arasında meydana gelen basit bir sözleşmeden ibaret görmediği aksine aile kurmaya ve kutsal bir yuva oluşturmaya yönelik bir akit olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Yüce Allah evliliği meşru kılarken evlenmenin hikmet ve sebeplerine de işaret etmiş, bunu varlığının delillerinden saymış ve sekinet, mevedet ve rahmet evliliğini ideal evlilik olarak ortaya koymuştur. Bu esaslar bir araya gelmeyip eşler kalben birbirinden soyuduğunda da zorla ve zoraki bir evliliği devam ettirmeyi doğru bulmayıp boşamayı da meşru kılmış ve bunun nasıl olması gerektiğinin yollarını göstermiştir.

Keywords