Tetkik (Sep 2024)
Mehmet Akif Ersoy’un İslam Aile Hukukunun Bazı Konuları Hakkındaki Görüşleri
Abstract
Mehmet Akif Ersoy, İslam esasları üzerine kurulu bir toplumun gerekliliğini savunmaktadır. Şiirleri aracılığıyla da toplumsal konuları ele almıştır. Safahat adlı şiir külliyatında Türk toplumunun yaşadığı savaşlara, yozlaşmalara, ekonomik sıkıntılara, anlaşmazlıklara ve toplumsal değişmelere yer vermiştir. Mehmet Akif, toplumda meydana gelen bu büyük değişimlerin fazlalığına ve olumsuz yönlerine dikkat çekmektedir. Toplumda mefsedet doğuran durumların sebebinin, İslam’ın hüküm ve kaidelerinden uzaklaşılması olduğunu belirtmiştir. Çözümün ise ancak dini hükümlerin doğru bir şekilde yaşanması olduğunu ifade eder. Akif’e göre bu durumun sağlanabilmesi için dini, insanlara doğru anlatan iyi fıkıh alimlerine ihtiyaç vardır. Toplumda mevcut bulunan din anlayışı; Kur’an, Sünnet ve icmâ temelinde akıl süzgecinden geçirilerek düzeltilmelidir. Keza insanların fıkıh alanındaki yetersiz ve yanlış bilgileri toplumda birçok konuda yozlaşmayı da beraberinde getirir. Dinden uzaklaşmanın getirmiş olduğu kötü sonuçlardan en çok etkilenenler arasında da şüphesiz aile kavramı yer almaktadır. Mehmet Akif’e göre aile hayatı düzgün olmayan toplumlar geri kalmaya mahkumdur. Akif’in yaşadığı dönemde karşılaştığı ve eleştirdiği aile hayatındaki sorunlar günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle çalışmamızda Mehmet Akif Ersoy’un tanık olduğu aile hayatına dair toplumsal sorunlar, örnek olay olarak ele alınıp değerlendirilmiştir. Böylelikle İslam hukuk kaidelerinden uzaklaşmanın aile hayatında oluşturduğu yozlaşma, net bir şekilde ortaya konmak istenmektedir. Konunun kapsamı içinde olmaları sebebiyle Köse İmam, Meyhane ve Asım şiirlerinde aktarılan manzum hikâyeler üzerinde durulmuştur. Şiirlerdeki olay örgülerinde evliliğin hükmü, çeyiz, nafaka, te’addüd-i zevcât, eşler arası münasebet, mal rejimi ve talâk konuları karşımıza çıkmaktadır. Eserde yer alan örnek olaylar ile ilgili Mehmet Akif’in yorumlarına yer verilmiştir. Daha sonrasında ilgili konuya dair açıklama yapılmış ve yanlış bilinen/uygulanan durumlar İslam hukukuna göre kısaca izah edilmiştir. Çalışma sonucunda dinin koymuş olduğu hükümlerin devre dışı bırakılması veya yanlış yorumlanmasının aile hayatı üzerindeki zararını görmekteyiz. Akif’e göre aile hayatında kadına hak ettiği değerin verilmesi, çok evliliğin keyfi bir uygulama olmaktan çıkarılması, boşama konusundaki yanlış algıların düzeltilmesi, evlilik sürecinde kadının mali haklarını elde etmesi ve koruyabilmesi gibi hususlar ancak İslam hukuk kaidelerinin doğru anlaşılması ile mümkündür. Çünkü kadının insan yerine bile konmadığı, aile hayatında belirsizliğin olduğu bir toplumdan asr-ı saadet toplumuna ancak İslamiyet ile ulaşılmıştır. Bu nedenle dinin/fıkhın geri plana atıldığı toplumlarda en çok kadınlar, çocuklar ve aile hayatı zarar görmektedir. Bir milleti ileri taşıyacak neslin yetişmesi ise ancak aileye dair yanlış bilgilerin giderilip, sorunların düzeltilmesi ile mümkündür.
Keywords