İlahiyat Akademi (Dec 2018)
Sahabe, Kur’an ve Tefsir
Abstract
Sahabe, Kur’an vahyinin nüzulüne hem şehadet hem refakat eden ilk Müslüman nesildir. Bu yüzden de tefsir konusunda hem imtiyaz hem faikıyet sahibidir. Çünkü tefsir Kur’an’ın nazil olduğu tarihsel ve toplumsal vasatta ilk muhatap kitleye ne söylediğini ortaya çıkarmayı hedefleyen bir ilmî disiplindir. Te’vil ise bu ilk ve özgün anlamdan hareketle Kur’an’ın daha sonraki tüm zamanlar ve çağlarda insanlığa ne söylemek istediği hakkında fikir ve görüş üretme faaliyetidir. Tefsir sabit, te’vil değişkendir. Kur’an’ın ilk defa ne söylediğine sadakat kaygısı taşıyan her Müslüman, bugünkü sosyolojik zeminde dahi sahabenin genel anlayış ve idrak ufkundan bağımsız yorum yapmaya mezun değildir. Oysa bugün gerek Kur’an’ın evrensel mesajlar taşıyan bir ilâhî kelam olduğunu izhar etmek, gerek Kur’an’ı çağın idrakine söyletmek adına sahabenin Kur’an’dan ne anladığı meselesi bilinçli olarak göz ardı edilmektedir. Buna karşılık birçok çağdaş Müslüman yorumcu, Kur’an tefsirinden bağımsız konularda sahabeyi yere göğe sığdıramama retoriği yapmaktadır. Kur’an’ı anlama ve yorumlama söz konusu olduğunda ise sahabenin tasfiyesiyle oluşan otorite boşluğu modern yorumcunun kendi öznelliğiyle doldurulup Kur’an çoğu zaman keyfi şekilde konuşturulmaktadır.