Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Jun 2023)

Demirkazık ile Öldürülen Bir Komutan: Tevrat İkonografisine Göre Barok Resim Sanatı’nda Jael ve Sisera Tasvirleri

  • Akın Tercanlı

Journal volume & issue
Vol. 28, no. 1
pp. 97 – 118

Abstract

Read online

İkonografideki bilgilere göre kurtarıcı ve yol gösterici olarak kabul edilen Ehut’un ölümünden sonra İsrailliler, Rab’bin gözünde kötü olanı yaparlar. Rab’da bunun üzerine İsrail halkını Hasor’da egemenlik süren Kenanlı Kral Yavin’in eline teslim eder. Dokuz yüz demir savaş arabasına sahip olan Kral Yavin, bulunduğu topraklarda yirmi yıl kadar Sisera adındaki güçlü bir komutanın da yardımıyla baskıcı bir yönetim anlayışıyla hüküm sürere. Bütün bunlar yaşanırken İsrail’i Lappidot’un karısı Peygamber Debora yönetmektedir. Peygamber Debora’ya bir gün Rab tarafından bir bilgi gelir. Bu bilgiye göre Kral’ın has adamı ve komutanı Sisera, bir kadın tarafından öldürülecektir. Bunu öğrenen kadın hükümdar, durumu Barak adındaki komutanına iletir. Barak’ın öncülüğündeki kuvvetler ile Sisera’nın askerleri Tavor dağında çarpışlar. Bütün ordusu Barak komutasındaki kuvvetler tarafından kılıçtan geçirilen Sisera, çarpışmadan canını zor kurtararak kaçmıştır. Yaya olarak kaçan komutan, Kenliler’den Hever’in karısı Yael’in çadırına sığınır. Komutanın buraya sığınma sebebi Yavin ile Hever’in arasının iyi olmasıdır. Sisera’yı çadırına kabul eden Yavel, onun dinlenmesi için gerekli hazırlıkları yapar. Komutan uyuduğu bir sırada sessizce çadıra giren Yael, Deborah’a bildirilen kehaneti gerçekleştirmek üzere eyleme geçer. Eline aldığı tokmak ve demir bir kazıkla, Sisera’yı şakağından yere çiviler ve komutan orada anında can verir. Soğukkanlılıkla yaptığı bu eylemin ardından Yael, Sisera’nın cesedini göstermek üzere komutan Barak’ı karşılamaya çıkar. Kadını izleyen Barak, şakağına kazık saplanmış Sisera’nın ölü bedenini görür. Komutanın ölümüyle Kral Yavin’in gücü zamanla azalır ve Debora’nın öncülüğünde Kenanlı Kral Yavin ortadan kaldırılır. Biz de bu çalışmamızda Yael ve Sisera ikonografisi temel alınarak hazırlanmış bazı resimlere odaklandık. Çalışmaya dâhil ettiğimiz Jacopo Vignali (1592-1664), Mateo Gallardo Solier (1600-1667) ve Felice Ficherelli’nin (1603-1660) gerek üslup özelliği gerekse tasvirlerini oluşturma dönemleri dikkate alındığında sanatçılar tarafından meydana getirilen bu resimlerin Barok özellikler taşıdıkları tespit edilmiştir. Barok üslup genel olarak akışkan bir anının betimlenilmesine odaklanılması, kompozisyondaki diyagonal anlatım, teatral betimleme anlayışı, aydınlık ve karanlık yüzeyler arasındaki kontrast ilişki, ışığın kullanımı, hacimli kumaş yapıları, atmosferik temalar, koyu renkli fon ve çerçeveye sığmayan tasvir anlayışıyla 17. yüzyıl Avrupa sanatını derinden etkileyen bir üslup olarak bilinmektedir. Barok resim sanatındaki üslubun temel dinamikleri, tasvirlerin ikonografiyle kurduğu yakın ilişkide daha net bir biçimde görülür. Bu yaklaşım yani eser-ikonografi ilişkisi, incelediğimiz tasvirlerin meydana getirildiği 17. yüzyıl Avrupası’na da doğrudan etki eden bir yönelime dönüşmüştür. Eski ve Yeni Ahit’te bahsi geçen dini ya da tarihi karakterlerin hayat hikâyelerine dayanan tasvir geleneği özellikle vahşet resimlerinde daha net bir şekilde izleyiciyle sunulmuştur. İzleyicide ruhsal bir etki bırakmasının yanı sıra tasvirlerdeki örtük imaj, otoritenin geniş halk kitlelerindeki baskı unsurunu görsel veriler üzerinden yansıtmayı da amaçlamaktadır. Tarihi kesin olarak bilinen (1631) bir eser yanında üslup özelliklerinden dolayı 17. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen iki resimde de böyle bir anlayışın etkisini görmek olanaklıdır. Araştırmada ele aldığımız tabloları Panofsky metodolojisine göre inceledik. Bu metoda göre bir sanat eseri Doğal (Olgusal ve İfadesel), İkonografik ve İkonolojik Anlam olmak üzere üç başlık altında incelenmelidir. Çalışmada, ilk olarak “görünen ifadesi” olarak kavramsallaştırabileceğimiz Doğal Anlam üzerinden resimleri analiz ettik. Kavramsal düzeyde, ekleme yapılmadan, sadece resimde görünen temel unsurların tanıtılmasının ardından İkonografik Anlam bölümüne geçtik. Bu başlık altında, ilgili sahnelerin oluşumuna kaynaklık eden ikonografinin tespiti, sanatçıların metinle olan ilişkileri ya da pasajlardan ayrılan yönlerini tartıştık. İkonolojik Anlam’da ilk olarak sanatçılar hakkında bilgi verdik. Bahsi geçen sanatçıların üslup özellikleri, birbirlerine benzeyen ya da ayrışan noktaları ile Barok üslubun tablolar nezdindeki etkilerini de metodun üçüncü basamağında tartıştık. Metodolojik bir yaklaşımla incelediğimiz resimlerin özgünlüğü saptayarak, betimlemelerin Avrupa Tasvir Sanatları’ndaki yerinin belirlenmesi makalemizin temel amacını oluşturmaktadır.

Keywords