Darüşşifa İslam Tıp Tarihi Araştırmaları Dergisi (Jun 2024)
Abbâsîlerde Büveyhî Hâkimiyeti Sonuna Kadar Bağdat Merkezli Sağlık Kuruluşları
Abstract
İnsan sağlığı, ademoğlunun varoluşundan itibaren yaşamın her anında çok önemli olmuş ve sonsuza dek de hayatî olmaya devam edecek bir olgudur. Tarih boyunca insanlar, hastalıklardan kurtulma, şifa arama, sağlıklı bir yaşam için tedavi arayışı içerisinde olmuşlardır. İnsanların bu arayışları ve çabaları sonucunda buldukları çözümler ise tıp ilminin ilk bilgilerini ve temelini oluşturmuştur. Bu bilgi ve birikimler, Antik Yunan, Roma, Hint ve Sâsânî medeniyetlerinden etkileşimle birlikte sentezlenerek gelişme göstermiştir. Bu bilgi birikiminin etkisiyle İslâm tarihi döneminde tıp bilimi; İslâmiyet’in doğuşuyla ortaya çıkmaya başlamış, Emevîler Dönemi ile önemli atılım gerçekleştirmiş, Abbâsîler Dönemi’nde ise zirveyi yaşamıştır. Abbâsî halifesi Mansûr; Akdeniz, Basra Körfezi, Hazar Denizi, Hint Okyanusu ve körfezleri ile Mısır, Bizans ve Mağrib bağlantıları nedeniyle stratejik bir konuma sahip Bağdat’ı başkent olarak belirlemiş ve böylece ticari hareketliliğin ve şehirleşmenin hız kazandığı bir dönemin de altyapısını oluşturmuştur. Özellikle VIII. - XII. yüzyıllar arasında İslâm dünyasının önemli ilim, kültür ve medeniyet başkenti haline gelen Bağdat; civar bölgelerden yoğun göç alarak kültürel çeşitliliğin harmanlandığı, farklı etnik kimlikteki ilim adamlarının toplandığı ve değer gördüğü, ayrıca pek çok eserin tercüme edildiği bir cazibe merkezi olmuştur. Tüm bu gelişmeler neticesinde bilhassa H. IV.-V. yüzyıllar, “İslâm medeniyetinin altın çağı” ve “İslâm Rönesansı’nın gerçekleştiği devir” olarak adlandırılmıştır. Bu dönem gelişmelerinin önemli bir ayağını da tıp alanındaki yenilik ve ilerlemeler oluşturmuştur. Sâsânîler’den itibaren Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı ve günümüz İran toprakları içerisinde bulunan Cündişâpur şehri, ilmin ve bilhassa tıbbın merkezi olarak ön plana çıkmıştır. Abbâsî halifelerinin teşvik ve davetleriyle burada yetişen önemli pek çok bilim insanı, Sâsânîlerin yıkılması sonrası Bağdat’a gelerek Abbasî Devleti’ne hizmet etmeye başlamışlardır. Bilhassa Cündişâpur Tıp Akademisi’nde ilim tahsil eden öğrenciler, Bağdat’ta bulunan Beytü’l-Hikme tıp akademisine hocalarıyla birlikte akın etmişlerdir. Halife Mansûr döneminde başlayan ve Hârûnürreşîd döneminde zirveye ulaşan Cündişâpûr merkezli bu ilmî göç hareketi, Bağdat’ta pek çok hastanenin kurulmasına ve tıbbî gelişmelerin artmasına neden olmuştur. Bu çalışmada Büveyhîlerin Bağdat hâkimiyeti sonuna kadar (1055) Abbasî Devleti’nde Bağdat merkezli kurulmuş olan sağlık kuruluşları ve tıbbî gelişmeler ele alınacaktır.