Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2023)

Kadim Bir Mushaf: BNF (Bibliothèque Nationale de France) Arabe 358

  • Fatih Cankurt

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.1338721
Journal volume & issue
Vol. 22, no. 2
pp. 631 – 651

Abstract

Read online

İslâm’ın ilk asırlarına ait kadim mushaflar şekilsel özellikleri yanında imlası, harf noktaları ve harekeleri bakımından kıraat, resm-i mushaf ve mushaf tarihi gibi ilim dalları açısından oldukça önemli bilgiler sunabilmektedir. Kutsal kitabımızın mücessem hali ve kültür mirasımızın eserlerinden olan birçok kadim mushaf, ülkemizdeki Topkapı Sarayı Müzesi ve Türk ve İslâm Eserleri Müzesi envanterinde yer almaktadır. Ancak Fransa, Almanya, İngiltere gibi batı ülkelerinde de azımsanmayacak derecede çok miktarda kadim mushaf bulunmaktadır. Ülkemiz müzelerinde yer alan mushafların aslına erişim ve dijital materyallerine ulaşım açısından halen ciddi zorluklar mevcut olsa da batı ülkelerindeki kütüphane/müze koleksiyonlarında bulunan mushaflara internet üzerinden erişim oldukça kolay vaziyettedir. Bu durum Batı ile aramızdaki dijitalleşme seviyesi farkıyla elbet açıklanabilir. Ancak Batının erken dönem mushaflara 19. asırlardan itibaren alaka duymaya başladığı, kişisel/kurumsal gayretlerle halen ciddi incelemeler yapılmaya çalışıldığı dikkate alındığında mezkûr durumun dijitalleşmeden öte mushaflara duyulan alakayla ilintili olduğu tahmin edilebilmektedir. Bu alakanın da masumiyetten öte art bir niyet taşıdığı, zikri geçen araştırmalarda Kur’ân-ı Ker’îm’in ilahi bir kitap olmadığı tezini kanıtlama amacına yönelik yapılan yorumlardan anlaşılabilmektedir. Buna karşın farklı ülkelerde yaşayan bazı Müslüman araştırmacılar, Batıdan yaklaşık iki asır sonra, erken dönem mushaflar üzerine teknik boyutta çalışmalar yapmaya başlayabilmiş, söz konusu araştırma sahası ülkemizde de çok yakın dönemlerde rağbet görmeye başlayan bir alan haline gelmiştir. Bu rağbeti göstermekte geç kalınmış olmakla birlikte kadim mushafları bir müslüman gözüyle ele alıp incelemek, onların verdiği bilgilerin sağlıklı değerlendirilmesi açısından çok önemlidir. Zira kırâat ilminin temelini oluşturan Kur’ân kelimelerinin farklı okunuşlarına dair literatürde yer almayan örnekler bazı kadim mushaflarda görülebildiği gibi, mushafların imlasını inceleyen resm-i mushaf ilminin mevcut kaidelerine uymayan yazım şekillerine dair örneklerle de erken dönemlerde yazılmış mushaflarda rastlanabilmektedir. Bu sebeple erken dönem mushafların, üzerine ihtimamla durulan bir alan olarak görülmesi ve üzerine yapılacak çalışmaların teşvik edilmesi önemlidir. Batıda, erken dönem mushaflar alanında, ciddi bütçelerle detaylı araştırmalar yapan Corpus Coranicum gibi kurumlar yanında François Déroche gibi isimler öne çıkmaktadır. Fransız araştırmacı Déroche, mushaflarda kullanılan imla şekillerini dikkate alarak mushaflar için tarih tespiti noktasında otorite olarak kabul edilmektedir. Lakin Batıda kadim mushaflar üzerine yapılan çalışmalarda her ne kadar kırâat ve resm-i mushaf başlıklarında bazı değerlendirmelerde bulunulsa da sahih-şâz bütün kırâat külliyatını dikkate almak suretiyle değerlendirmelerde bulunulmadığı, yüzeysel tespitler yapıldığı görülmektedir. Ülkemizde kadim mushaflar üzerine halen devam eden çalışmaların arasına dahil olan bu çalışmada, onlarca erken dönem mushafın muhafaza edildiği ve tüm bu mushafların dijital olarak erişime sunulduğu Fransa Milli Kütüphanesinde yer alan Arabe 358 numaralı mushaf incelenmektedir. Bu araştırmadaki amaç, muhtelif müze veya kütüphanelerin envanterinde yer almakla birlikte ilmî açıdan incelenmeyen yüzlerce mushaftan birini tanıtarak erişilebilir kılmak, Batı’da Déroche gibi isimlerin kırâat ve resm-i mushaf başlıklarında eksik bıraktığı noktaları da nazara alarak detaylı inceleme yapmak suretiyle ilgi duyan araştırmacılara ve alana katkı sunabilmektir. Çalışmada, tek bir mushaf olarak kayıtlarda yer almakla birlikte aslında sekiz ayrı cüzden müteşekkil olan BNF Arabe 358 numaralı mushaf, öncelikle şekilsel özelikleri itibariyle; hat- tezhip sanatı, mushaf tarihi kaynakları esas alınarak incelenmiştir. Mushafın tüm cüzlerinde kûfî hat kullanıldığı, sonradan harf ve hareke için noktalar eklendiği, âyet sonu, tahmîs-ta‘şîr işaretleri bakımından yeterli sayıda örnek ihtiva ettiği görülmüştür. Mushafın bazı cüzlerinde mevcut bulunan vakıf kaydı ve harflere ait imla hususiyetleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmede cüzlerin genel olarak 3-4/9-10. asırlara ait olabileceği kanaatine vasıl olunmuştur. Birkaç örnekte şâz okuyuşlara delalet eden farklılıklar tespit edilmekle birlikte kırâat farklılıklarına işaret eden harf-hareke noktalarının Kûfeli kurranın okuyuşuyla daha çok örtüştüğü görülmüştür. Resm-i mushaf kaideleri açısından sadece birkaç örneğe rastlanan mushafta, üç yerde resmü’l-mushaf kaideleriyle uyumsuz imla tespit edilmiştir.