Cukurova Medical Journal (Jun 2013)
Hipertansif Hastaların Kan Basıncı Kontrol Düzeylerinin ve Tedavi Uyumlarının Değerlendirilmesi
Abstract
Amaç: Bu çalışmada hipertansif hastaların, hipertansiyon (HT) hakkındaki bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi, yaşam tarzı değişikliklerine uyumlarının saptanması ve antihipertansif tedavi altındaki kan basıncı düzeylerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu kesitsel çalışmaya, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği polikliniklerine 1 Şubat-30 Nisan 2012 tarihleri arasında ilk defa başvuran HT hastaları dahil edilmiştir. Hastalar, kan basıncı kontrolü başta olmak üzere tedavi hedeflerine ulaşma oranları ve bunları etkileyebilecek faktörler açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 340 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 60,5±10,7 yıl olup 222"si (%65,3) kadındı. 108 (%31,8) hastanın kan basıncı kontrol altında değildi. Erkek hastaların ortalama vücut ağırlıkları kadın hastalara göre istatistiksel olarak fazlaydı (p=0,015). Normal tansiyon değerinin kaç olması gerektiğini bilen 249 (%73,2) hastanın, 155"i (%62,2) kadındı ve 179"u (%71,9) 65 yaşından gençti (p=0,0001). 41 (%12,1) hastanın halen sigara içmekte olduğu, 46 hastanın (%13,5) düzenli diyet yaptığı ve 32 hastanın (%9,4)"ünün düzenli egzersiz uyguladığı tespit edildi. Düzenli egzersiz yapan hasta grubunda kan basıncı kontrol oranı daha yüksekti (p=0,001). Erkek hastalarda düzenli diyet ve egzersiz yapma oranı kadınlara göre daha yüksekti (p=0,09). Hastaların ancak 86"sı (%25,3) kullandığı antihipertansif ilacın ismini bilmekte ve 65"i (%19,1) ilacının dozunu bilmekteydi. Kadın hastaların, erkek hastalara göre daha fazla oranda ilaçlarının adını bildiği tespit edildi (p=0,002). 156 hasta (%45,9) iki çeşit antihipertansif ilaç kullanmaktaydı. 58 hastanın (%17,1) haftada bir kaç defa doz atladığı öğrenildi. Sonuç: HT hastalarının, hastalıkları hakkındaki bilgi düzeyi ve ilaç dışı tedaviye uyumları yetersiz olup, güncel kılavuzlara göre geliştirilmiş bir hasta - hekim ilişkisi ile hasta uyumun arttırılmasına ihtiyaç vardır.
