Dini Araştırmalar (Dec 2024)
Din ve Hayat Dergisi “Selefîlik” Özel Sayısı Bağlamında Bir Selefîlik Analizi
Abstract
İslam düşünce tarihinin erken dönemlerine kadar uzanan selef olgusunun aksine Selefîlik, son birkaç asırda varlığını hissettiren bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. İslam’ın selef nesline dayalı bir biçimde anlaşılması ve yaşanması ülküsünü güden Selefîlik, ortaya çıkışının ardından araştırma ve tartışmalara konu edinilerek birbirinden farklı anlama ve yorumlama çabalarına maruz bırakılmıştır. Bu doğrultuda Selefîliğin selef olgusuyla yani sahâbe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn ile ilişkisi; ehl-i hadis, Hanbelîlik, Ehl-i Sünnet, Vehhâbîlik, ıslahat hareketleri, radikal akımlar hatta Haricîlikle benzer ve farklı yönleri analiz edilmiştir. Ayrıca Selefîliğin Ahmed b. Hanbel, İbn Teymiyye ve Muhammed b. Abdilvehhâb ile bağlantısı; tarihlendirilmesi, tanımlanması ve tasnif edilmesi, bu anlama ve yorumlama çabalarının mihverini oluşturmuştur. Her ne şekilde olursa olsun Selefîlik, özellikle içerisinde bulunduğumuz asırda araştırmacıların dikkatini çekmiş ve son dönemlerde ortaya çıkan dinî-siyasî akımlardan belirgin bir şekilde ayrılacak düzeyde yoğun analizlere tabi tutulmuştur. Ülkemize ek olarak dünyanın büyük bir kısmında Selefîlikle ilgili yayın faaliyetlerinin artarak devam ediyor olması, bu durumun en önemli göstergesidir. Böylece Suûd yarımadasında ortaya çıkarak başta İslam ülkeleri olmak üzere dünyanın büyük bir kısmında yayılım gösteren Selefîlik, her bölgede aynı etki düzeyine sahip olmasa da ilgi açısından başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin dikkatini çekmiştir. Bu durumun neticesinde Selefîlik, son yılların önemli tartışma konularından biri konumunda bulunmakta ve oldukça farklı mecralarda araştırma konusu olarak varlığını sürdürmektedir. Çoğunlukla makale veya tebliğ konusu şeklinde ele alınan Selefîlik, tez ve kitap çalışmalarında da kendisine yer bulmaktadır. Son yılların yazın faaliyetine bakıldığında Selefîlik konusunu ele alan sempozyumların ve özel sayıların da yayımlandığı görülür. Diğer yayın türlerine nazaran Selefîlik konusunu ele alan özel sayıların konuyu daha derli toplu ve konsantre bir şekilde etüt ettiği belirtilmelidir. Özel sayılar, Selefîlik olgusunun belirli ve daha dar bir alanda ayrıca mukayeseli bir biçimde ele alınmasını sağlamaktadır. Bize bu imkânı sağlayan yayınlardan biri de İstanbul Müftülüğü’nün hakemli resmî yayın organı olan Din ve Hayat Dergisinin Selefîlik özel sayısıdır. Derginin 2023 yılının Temmuz ayında yayımlanan 47. sayısı, Selefîlik konusuna hasredilmiştir. Bu sayıda farklı uzmanlık alanlarına sahip 19 akademisyen tarafından Selefîlikle ilgili muhtelif konuları içeren makaleler kaleme alınmıştır. Özel sayı olması nedeniyle kendine özgü hususiyetleri barındıran bu yayın faaliyeti, Selefîlik olgusunun farklı yönleriyle analizi açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle makalemizde Din ve Hayat Dergisi Selefîlik özel sayısında yer alan makaleler, inceleme konusu yapılmıştır. Böylece bu özel sayı üzerinden Türk ilahiyat akademyasının Selefîlik birikim ve anlayışının günümüzde geldiği nokta, imkânlar dâhilinde ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Bu amaçla makalemizde Selefîlik olgusunun ilgili metinler üzerinden etraflı ve karşılaştırmalı analizine odaklanılmıştır. İlgili analiz faaliyetinin gerçekçi sonuçlara ulaşması adına Selefîlik araştırmalarının en sorunlu yönleri olan tanımlama, tarihlendirme, ilişkilendirme ve konumlandırma gibi hususlar ön planda tutulmuştur. Böylece hem Selefîlik araştırmalarının önümüze çıkardığı sorun alanlarına dikkat çekilmiş hem de bu sorunlara dönük bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Tüm bu girişimlerin oldukça yakın bir zamanda kaleme alınan metinler üzerinden gerçekleştirilmiş olması ayrıca önemlidir. Nitel araştırma yaklaşımına dayalı olarak yürüttüğümüz çalışmamızda doküman analizi yöntemi benimsenmiştir. Söz konusu doküman analizi, metinler üzerinde derinleşme ve mukayeseli kaynak kritiği şeklindeki usûl ilkeleriyle somutlaştırılmıştır. İlgili metinlerin kapsamlı ve mukayeseli analizi neticesinde Selefîlikle ilgili araştırmalarda görülen bazı sorunların günümüzde devam ettiği ve bu sorunların tanımlama, tarihlendirme ve ilişkilendirme gibi hususlar etrafında şekillendiği tespit edilmiştir.