Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2016)

Kur’an’da Erẕeli'l-ʽumur ve Yaşlılık Üzerine Bir Değerlendirme

  • Sevgi Tütün

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.274320
Journal volume & issue
Vol. 20, no. 2
pp. 299 – 328

Abstract

Read online

İnsan dünyaya geldiği andan itibaren birçok yaşam devresinden geçmektedir. Bebeklikte hatta anne karnında başlayan bu devreler yaşlılık ve ömrün son dönemlerine kadar uzayan bir süreci de beraberinde getirmektedir. Kur'an'da insanın yaratılışından ve hayatının çeşitli dönemlerinden söz edilmekle birlikte yaşlanmaya da atıflar yapılmaktadır. Yaşlılığa işaret eden şeyḫ, şeyb, ʽacûz ve kiber tabirlerinin yanı sıra erẕeli’l-ʽumur da bu konuda Kur’an’da dikkatleri çekmektedir. Makalemiz erzeli'l-ʽumur ve yaşlılık ile ilgili lafızların Kur’an bünyesinde hangi bağlamlarda ve anlamlarda yer aldığını tespit etmeyi ve bu kavramlar arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı hedeflemektedir. Çünkü tefsirlerde çoğunlukla erẕeli’l-ʽumur kavramı ile yaşlılıkta bunama arasında doğrudan bir bağlantı kurulmakta ve yorumlar adeta bu iki tabirin eşanlamlı olduğu algısını oluşturmaktadır. Gerçekten erẕeli’l-ʽumur ve bunama birebir örtüşmekte midir? Ayrıca Kur’an’da geçen ve yaşlılığa işaret eden diğer kavramlar ile bunama arasında bir bağlantı kurulmakta mıdır? Çalışmamızda Kur'an'da geçen erzeli'l-ʽumur tabirinin bu bağlamda açıklanması amaçlanmaktadır. Bununla beraber Kur’an’da yaşlılık hakkında kullanılan diğer kavramlar da bu açıdan gözden geçirilmektedir. Kur’an’da insanın yaratılışı anlatıldığı gibi onun yaşamının değişik kısımlarına da yer verilmekte, yaratılış ile başlayan açıklamalar insanın doğum öncesini, bebeklik ve çocukluğunu, gençlik ve yetişkinliğini anlatmaktadır. Kur’an’da yaşam dönemlerinin en sonuncusu olan yaşlılığa da değinilmektedir. Bu bağlamda erzeli’l-ʽumur, şeyḫ, şeyb, ʽacûz ve kiber Kur’an’da kullanılan yaşlılık bağlantılı tabirlerdir. Yaşlılık Kur’an’da bahsedilmesinin yanı sıra özellikle günümüzde bilimsel anlamda üzerinde oldukça durulan bir konudur. Makalemizde konu bilimsel olarak da ele alınmıştır. Yaşlılık fiziksel, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir dönemi ifade ettiğinden çeşitli açılardan ele alınarak tanımlanmaktadır. Ayrıca yaşlılık ile ilgili bir takım sınıflandırmalar yapılmakta ve bu konuda daha çok kronolojik yaşa bağlı fizyolojik değişimler vurgulanmaktadır. Yaşlanmanın biyolojik ve kronolojik olmak üzere ikiye ayrıldığı da belirtilmiştir. Buna göre kronolojik yaş herkes için aynı olmakla beraber biyolojik yaş kişiden kişiye değişim göstermektedir. Sosyal bilimler açısından ise yaşlılık insan hayatının son gelişim basamağı kabul edilmekte, yaşlanma doğum ile ölüm arasında devam etmekte olan evrensel bir süreç olarak görülmektedir. Bu nedenle yaşlılık göreceli fakat yaşlanma evrensel olarak değerlendirilmektedir. Böylece herkesin yaşlanması söz konusu olmakla birlikte yaşlılık kişiye göre değişen bir hayat dönemini dile getirmektedir. Yaşlılık sağlığı etkilediği gibi, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik düzeyde de bireyi etkilemektedir. Başka bir ifadeyle zor bir süreç olan yaşlılık insanı var kılan bütün özelliklerini derinden etkileyen bir olgudur. Yaşlılık Kur’an’da çeşitli tabirlerle ele alınmaktadır. Bunların başında gelen erzeli'l-ʽumur Kur'an’da iki yerde geçmektedir. (en-Nahl 16/70- el-Hac 22/5) Müfessirler genellikle erzeli’l-ʽumuru yaşlılıktan dolayı kişinin fizyolojik olarak yıpranması ve bunamanın gerçekleştiği dönem olarak düşünmüşlerdir. Kur'an'da erzeli'l-ʽumur olarak adlandırılan dönemin özelliği bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelmek ifadesiyle açıklanmaktadır. Zaten erzeli’l-ʽumura bunama anlamının verilmesinin temelinde bu cümle yatmaktadır. Acaba erzeli’l-ʽumur ve bunama birebir örtüşmekte midir? Bu makalede Kur’an’da yaşlılık hakkında kullanılan diğer kavramlar da bu açıdan gözden geçirilmiştir. Kur’an’da yaşlılıkla ilgili olarak kullanılan bir diğer tabir olan şeyḫ dört yerde (Hûd 11/72, Yusuf 12/78, el-Kasas 28/23, el-Mü’min 40/67)geçmekte ve bunlardan ikisinde kebîr kelimesi ile nitelendirilmektedir. Şeyḫ sözlükte görünüş ve yaş itibariyle yaşlı olan kimse anlamına gelmektedir. Bununla beraber örfte ilmi çok olan kişiler hakkında da şeyḫ sıfatı kullanılmaktadır. Böylece şeyḫ kelimesi yaşı ilerlemiş olmakla beraber bilgi ve tecrübe bakımından bir üstünlüğün ifadesi olmaktadır. Kur’an’da yaşlılık için kullanılan bir başka kelime olan şeyb de üç yerde (Meryem 19/4, er-Rûm 30/54, el-Müzzemmil 73/17) geçmekte olup saç ve saçın beyazlığı anlamına gelmekte ve yaşlılıktaki fizyolojik bir değişimi anlatmaktadır. Kur’an’da yaşlılığı ifade etmek için kullanılan ʽacûz, dört ayrı surede (Hûd 11/72, eş-Şuarâ 26/171, es-Saffât 37/135, ez-Zâriyât 51/29) yer almakta ve işlerin birçoğunu yapmadaki acziyeti dile getirmektedir. Kur’an’da acûz, yaşın büyüklüğünü anlatan bir diğer ifadedir. Bu tabir ile de yaşlılık kastedilmekte ancak bir bunamadan bahsedilmemektedir. Yaşlılık ile irtibatlı lafızlardan sonuncusu olan kiber ise Kur’an’da altı ayette (el-Bakara 2/266; Âl-i-İmrân 3/40, İbrâhim 14/39, el-Hicr 15/54, el-İsrâ 17/23, Meryem 19/8) geçmektedir. Kiber kelimesi yaşlılık ve fiziki güç kaybı ifade eden bir anlama sahip olmakla birlikte yine bunama ile ilişkili bir mana içermemektedir. Tefsirlerin birçoğunda yaşlılık ve bunama ile bağlantılı yapılan açıklamalar kanaatimizce Kur’an’da karşılığını bulamamaktadır. Şöyle ki erzeli’l-ʽumur tabiri ile yaşlılıkta bunama eş anlamlı gibi algılanmaktadır. Erzeli’l-ʽumur kelimesinin sözlük anlamı içinde bunamaya işaret eden ifadelerin varlığı böyle bir algıya yol açmış olabilir. Günümüz biliminin ulaştığı veriler ışığında bunamanın yaşlılığın getirdiği tabii bir sonuç olmadığı ancak risklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Zaten bilimin bunamayı normal yaşlanma sürecinden ayrı ele alması bunu göstermektedir. Dolayısıyla tüm yaşlıları içine alan genel bir bunama tablosu ortaya çıkmamaktadır. Böylece erzeli’l-ʽumuru; bazı yaşlıları içine alan, aklî melekelerde kayıpların yaşandığı ve kişileri fizyolojik, psikolojik, sosyolojik vb. birçok yönden etkileyen ileri hayat dönemi olarak tanımlamak mümkündür. Kur’an’da yaşlılık ile ilgili tabirlerin her biri Kur’an’ın bütünlüğü çerçevesinde bir yaşlılık resmi ortaya çıkarmaktadır. Kur’an’da yaşlılık kaçınılması mümkün olmayan bir realitedir. Ayetlerde bu dönemin açıkça belirtilmesi insanın bu gerçeği kabul etmesine ve o döneme hazırlanmasına yöneliktir. Kur’an’da yaşlıların karşılaşacağı bazı problemlere de değinilmektedir. Kur’an’da yer alan erzeli’l-ʽumur dışındaki yaşlılık ile ilişkili diğer kavramlar incelendiğinde değinilen hususların ileri yaşlardaki kişilerde gözlemlenebilen saç beyazlaması, kemik rahatsızlıkları, birtakım işlerini yapmada yetersizlikler ve güçsüzlükler olduğu görülmektedir. Bugün yaşlılar ile ilgilenen çeşitli bilim dalları vardır ve onların ulaştığı bilgiler bu sorunların Kur’an’da değinilenlerden çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak Kur’an ilahi bir kitap olduğundan bir bilim kitabı gibi olgulara yaklaşması beklenemez. Erzeli’l-ʽumur bilimsel veriler ışığında değerlendirildiğinde bazı yaşlıların bunama/şuur kaybı gibi zihinsel anlamda sıkıtılar yaşayacağı bir hastalık dönemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu tecrübe edecek yaşlılar olacağı gibi etkilenmeyenler de olacaktır. Kur’an’da geçen yaşlılık ile ilgili tüm tabirler de yaşlanmanın doğrudan tamamen bunamayı getirdiği sonucuna götürmemektedir. Kur’an bütünlüğü içerisinde erzeli’l-ʽumur yaşlılıkta bunamanın bazı kişileri etkilemekle beraber bir kısmını içine almadığını anlatmaktadır. Dolayısıyla erzeli’l-ʽumur her yaşlıyı değil ama bir kısmını etkileyen yaşam dönemlerinden biridir. Kur’an’da yaşlılar ile ilgili farklı kavramların kullanılması da yaşlanma sürecinin değişik etkilere yol açan çeşitli yönlerine dikkat çekmektedir. Kur’an’da yaşlanmadan bahsedilmesinin ikinci önemli sebebi yaşlı insanın taşıdığı değere ve ona gösterilmesi gereken itibara işaret etmektir. Ayrıca yaşlıların psikolojik ve sosyal açıdan tek başlarına bırakılmayacak kadar değerli oldukları da Kur’an’da altı çizilen konulardandır. Zira Kur’an’a göre yaşlılar sevgi ve değere layık bireylerdir. Dolayısıyla Kur’an’da gerek erzeli’l-ʽumurla karşılaşacak olsun gerekse bu dönemle karşılaşmayacak olsun yaşlılara sevgi, saygı ve hürmet gösterip onlarla birlikte bir hayat sürdürülmesi öngörülmektedir. İşte bu yüzden insana yaşlılarına sahip çıkıp onlara maddî-manevî hak ettikleri değeri verme yükümlülüğünde olduğu ve bu dönemin özelliğini dikkate alarak hareket etmesi hatırlatılmaktadır.

Keywords