Ankara Medical Journal (Jul 2015)

Serebrovasküler Hastalık Geçiren Hastaların Demografik Özellikleri ve Birinci Basamak Sağlık Merkezlerinde Önlenebilen Risk Faktörlerinin Yönetimi

  • Ayşe Demirci Şahin,
  • Yusuf Üstü,
  • Derya Işık,
  • Dilek Öztaş,
  • İrep Karataş Eray,
  • Mehmet Uğurlu

DOI
https://doi.org/10.17098/amj.79435
Journal volume & issue
Vol. 15, no. 4

Abstract

Read online

Giriş ve Amaç:Serebrovasküler hastalıklar Dünyada ikinci sırada gelen ölüm nedeni, sakatlık ve işgücü kaybının ise birinci nedenidir1. İnmenin etiyolojisini belirlemek hastaların risk faktörlerinin yönetiminde önem taşımaktadır. Bu çalışmada, inme nedeniyle hastaneye yatış yapılan hastalarda inme için bilinen risk faktörlerinin sıklığının ve bu faktörlerin yeterli olarak kontrol altına alınıp alınamadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır.Materyal ve Metot: Çalışmaya Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Ocak 2009-Mart 2012 tarihleri arasında inme tanısı ile yatırılarak tedavi alan toplam 657 hasta alınmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) grubunun çalışmaları ve Amerikan Kalp Cemiyeti/Amerikan İnme Cemiyeti tarafından yayınlanan inmede birincil koruma rehberinde belirlenmiş olan risk faktörleri açısından hasta dosyaları retrospektif olarak değerlendirilmiştir2,3.Bulgular: Çalışmaya alınan 657 hastanın genel yaş ortancası 72.0 (ÇAG=21.5) yıldır. Hastaların 322’si (%49,0) erkek hasta olup yaş ortancası 67.5 (ÇAG=21.0) yıl , 335’i (%51,0) kadın hasta olup yaş ortancası 76.0 (ÇAG=20.0) yıldır. Hastaların%74,8’inde (n=491) iskemik inme, %16,7’sinde (n=110) intraserebral kanama ve %8,5’inde (n=56) subaraknoid kanama tespit edilmiştir. 45 yaş altında inme insidansı %6,1’dir. Kırk beş yaş altındaki hastaların %47,5’i iskemik inme, %52,5’i hemorojik inme geçirmiştir. Çalışmaya dahil edilen 450 (%68,5) hastada hipertansiyon tanısı bulunmakta olup bunların 28’i (%4,3) hipertansiyon tanısını hastane yatışından sonra almıştır. Hipertansiyon tanısı olan hastaların %71,3’ü (n=321) ilacını düzenli olarak kullanırken, %19,3’ü (n=87) ilacını düzensiz kullanmakta ve %9,3’ü (n=42) ilaç kullanmamaktadır. Çalışmamızda 147 (%22,4) hastada diyabetes mellitus (DM) tanısı bulunmakta olup 54 (%8,2) hasta DM tanısını hastane yatışından sonra almıştır. DM tanısı olan hastaların %82,6’sının, DM tanısı olmayan hastaların %71,3’ünün inme tipinin iskemik inme olduğu tespit edilmiştir. DM tanısı olan hastaların %5,4’ünün (n=8) ilacını düzensiz kullandığı %16,3’ünün (n=24) ilaç kullanmadığı tespit edilmiştir. Hastaların ortanca HbA1c düzeyi 7,50 g/dL’dir (ÇAG: 2,40). Serum HDL düzeyi 45 mg/dL’nin altında olan hastaların %86,8’i, serum HDL düzeyi 65 mg/dL ve üzerinde olan hastaların %68,2’sinde iskemik inme saptanmıştır. Serum HDL düzeyi ile iskemik inme ters ilişkili bulunmuştur. (Z=2.889; p=0.004)Hastalar serum LDL ≥ 140 mg/dL ve < 80 mg/dL olanlar şeklinde gruplandırıldığında, gruplar arasında inme tipi ile açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır.( c2=0.314; p=0.575) Hastaların yatış sırasındaki elektrokardiyografi bulguları değerlendirildiğinde %88,3’ünde sinüs ritmi, %11,6’sında atriyal fibrilasyon (AF), %1,0’inde pacemaker ritmi tespit edilmiştir. Ritmi AF olan hastaların %57,1’inin antikoagülan ve/veya antiagregan tedavi almadığı, %23,4’ünün asetilsalisilik asit (ASA), %9,1’inin varfarin, %2,6’sının klopidogrel, %5,2’sinin ASA + varfarin, %2,6’sının ASA + klopidogrel kullandığı görülmüştür. Hemorajik inme sonrası mortalite %34,1 ve iskemik inme sonrası mortalite %13,3 bulunmuştur.Sonuç: İnmede risk faktörlerinin en aza indirilmesi ile inme gelişimi ve inmeye bağlı sakatlık oranları azaltılabilir. Yaşla birlikte diğer risk faktörlerinin; DM, HT, hiperlipidemi, kardiyovasküler hastalıklar, sedanter yaşam gibi sıklığı da artmaktadır ve damarsal yapılarda olan hasarlar ve aterosklerotik değişiklikler inme oluşumunda etken rol oynamaktadır. Uygun takip ve tedavi ile inme gelişimi en aza indirilebilir. Aile hekimlerinin inmeyi önlemede koruyucu hekimlik adına rolü büyüktür.

Keywords