Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Jun 2024)

Ebü'l-Esved ed-Düelî'nin el-Kasîdetü'l-Mîmiyyesi: Aidiyet Problemi, Muhteva ve Şekil Özellikleri

  • Sabriye Mohammadı,
  • Abdullah Esat Bağcı

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.1369382
Journal volume & issue
Vol. 7, no. 1
pp. 293 – 315

Abstract

Read online

Şiir, şairin görüp duyduklarından ve tecrübelerinden hareketle duygu ve düşüncelerini sanatsal ve ahenkli ifadelerle yazıya ya da söze dökmesidir. Bu bağlamda şekillenen Arap şiirinde pek çok farklı muhtevalara sahip şiirler yazılmış ve onlar Arap edebiyatının önemli bir parçasını oluşturmuştur. Arap şiirinin aslî muhtevalarından sayılan fahr, medih, gazel, mersiye gibi konulara ek olarak sonradan ihvaniyat, hamriyat vb. türler de dahil edilmiştir. Bu türlerde yazılan şiirlerde şairin kendisini ya da kabilesini övmesi ya da bir dostundan, hocasından, devlet adamından övgüyle bahsetmesi, sevdiğine aşkını anlatması, ölen bir yakınının ardından ağıt yakması, bir dostuyla yazışması gibi durumlar görülmektedir. Bunların yanı sıra söz konusu muhtevalarda yazılan şiirlerin belli beyitlerinde şairler yol göstermek, rehberlik etmek gibi amaçlarla hikmetli sözler söylemişler ya da bu minvaldeki beyitlerden oluşan müstakil şiirler yazmışlardır. Hikmetli sözleri içeren şiirler, Cahiliye döneminden beri Arap edebiyatında yer almış ve önemini korumuştur. Kus b. Sâide (öl. HÖ 23/600) ve Eksem b. Sayfî (öl. HÖ 10/612) gibi hatiplerin yanında Züheyr b. Ebî Sülmâ (öl. HÖ 13/609 [?]), Lebîd b. Rebîa (öl. 39-40/660-61), Ebü’l-Atâhiye (öl. 210/825 [?]), el-Mütenebbî (öl. 354/965) ve Ebü’l-Alâ el-Maarrî (öl. 449/1057) gibi önemli şairlerin hikmetli sözleri konu edindikleri çok olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’i harekeleyen bir nahiv âlimi olarak şöhret bulan Ebü’l-Esved ed-Düelî (öl. 69/688) de hikmet kavramı içerisinde değerlendirilebilecek şiirler yazmıştır. Arap edebiyatında önemli bir nahiv âlimi olarak tanınan Ebü’l-Esved’in şairliği ve şiirleri de incelenmeye değerdir. Kendisine hacimce çok büyük olmayan bir divan nispet edilmekte ancak bu divanın günümüze ulaşmadığı bilinmektedir. Buna rağmen Ebü’l-Esved’in ulaşılabilen şiirleri, Abdülkerim ed-Düceylî (öl. 1394/1974) tarafından Divânu Ebi’l-Esved adı altında derlenmiştir. Şaire nispet edilen pek çok şiir olsa da çalışmamızda ele alınan asıl husus, Ebü’l-Esved’in hikmet şiirleri içerisinde, içerdiği bir beyit nedeniyle en bilinen şiiri haline gelen 30 beyitlik el-Kasîdetü’l-Mîmiyye’si olmuştur. Bahsi geçen en meşhur beytin Türkçe karşılığı “Aynısını kendin sergiliyor iken [kalkıp da] bir huyu yasaklama! Böyle yaparsan eğer bu, senin üzerine büyük bir utançtır.” şeklindedir. Bu beyit dilden dile aktarılarak o kadar meşhur olmuştur ki Araplar arasında darbımesel şeklinde kullanılmıştır. Öyle ki bu beytin, kadîm ulema ve edipler tarafından farklı şairlere nispet edildiği görülmekte ve buradan hareketle kasidenin tamamının Ebü’l-Esved’e aidiyeti meselesi ortaya çıkmaktadır. Ancak beytin Araplar arasında ne kadar yaygın olduğu düşünüldüğünde bu durum oldukça normal görülür ve sadece bu beyit üzerine bir ihtilaf, şiirin Ebü’l-Esved’e aidiyeti ihtimalini zayıflatmamaktadır. Nitekim Celâleddîn es-Süyûtî (öl. 911/1505) Şerhu Şevâhidi’l-Muğnî, Abdülkâdir el-Bağdâdî (öl. 1093/1682) ise Hizânetü’l-Edeb adlı eserlerinde kasidenin tamamına yer vermekte ve kasideyi Ebü’l-Esved ed-Düelî’ye nispet etmektedir. Kasidede cimrilik, cömertlik, kıskançlık, eleştiri gibi hem bireysel hem de toplumsal tarafı olan olgular konu edinilmekte ve şair okuyucusuna hikmetli sözler aracılığı ile yol göstererek onu iyiliğe yönlendirmektedir. Şekil açısından incelendiğinde şiirin geleneksel kaside yapısına uygun olarak kaleme alındığı görülmektedir. Dil ve üslup özellikleri açısından değerlendirmeye tabi tutulduğunda ise kasidede kullanılan inşâî cümlelerde çoğunlukla emir ve nehiy sîgaları tercih edildiği görülmektedir. Ayrıca kasidenin edebî sanatlar bakımından zengin olduğunu söylemek mümkündür. Beyan üsluplarından teşbih ve istiare; bedî’ sanatlarından da cinas, tezat, tensîku’s-sıfat, murâ’âtu’n-nazîr, reddu’l-’acûz ‘ale’s-sadr gibi sanatlar şiirde kendine yer bulmaktadır. Çalışmamızda öncelikle kasidenin başka şairlere nispeti konusu işlenmekte, sonrasında ise kaside muhteva, şekil ve üslup özellikleri bakımından irdelenerek Ebü’l-Esved’in şairlik yönü değerlendirilmektedir. Bu bağlamda özet olarak verilen bilgilerin detayları ilgili başlıklar altında örnekleriyle incelenmektedir.