Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Dec 2021)

Yeni Halilcilik Kuramının Temel Kavramları Üzerine Bir İnceleme

  • Bünyamin Aydın

DOI
https://doi.org/10.33420/marife.977411
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 2
pp. 1149 – 1174

Abstract

Read online

Nahiv ilmine dair çalışmaları öncekiler (evvelûn) ve sonrakiler (müteahhirûn) şeklinde ikiye ayırma düşüncesi, erken dönem nahiv bilginleri ile sonrakiler arasında çözümleme yöntemi bakımından önemli farklılıklar bulunduğu görüşünü içinde barındırır. Söz konusu farklılık, bilimsel araştırma yöntemine sahip olmak bakımından sonrakilerin aleyhine bir yargıyı da içerir. Bu görüşe göre Halîl b. Ahmed’in (ö. 175/791) başta Sîbeveyhi (ö. 180/796) olmak üzere hicrî dördüncü yüzyıla kadar birçok nahiv bilgini tarafından takip edilen yaklaşımı sonrakiler tarafından terkedilmiş, nahiv ilmine ait kavramlar bağlamlarından koparılmış ve nahivde öğreticilik ön plana çıkarılmıştır. Cezayirli dilbilimci Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’in (ö. 2017) ortaya koyduğu Yeni Halilcilik Kuramı, sonraki nahiv bilginlerine getirilen eleştiriden hareketle Halîl b. Ahmed’in başta el-Kitâb olmak üzere nahiv kitaplarında aktarılan görüşlerinin yeni bir okuması olarak nitelendirilebilir. Abdurrahmân el-Hâc Sâlih, Yeni Halilcilik Kuramı adlandırmasının kendisine ait olmadığını belirtmektedir. Buna göre o, konuyu ilk kez 1979 yılında doktora tezi çalışması kapsamında ele almış, Cezayir dışındaki bazı dilbilimciler bunu Yeni Halilcilik Kuramı olarak adlandırmış ve kendisi de bu adlandırmayı kabul etmiştir. Ona göre hedef, modern dilbilimde yapılanın bir tekrarını yapmak değil, özgün nahiv kuramına ait temel kavramları tanımlamak ve süreci kaldığı yerden devam ettirmektir. Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’e göre erken dönem nahiv bilginlerinin çalışmalarında belirgin bir biçimde görülen ilk husus lafız-mana arasındaki ayrımdır. Bu ayrım Sîbeveyhi’nin ifadesiyle istikâmet kavramında kendini göstermektedir. Cümleye ilişkin müstakim-muhal ayrımı, nahiv bilginlerinin anlama ilişkin hususlarla lafza ilişkin hususları bir arada ele aldıklarını ve cümlenin anlamsal terkibi ile gramatik terkibi arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı hedeflediklerini göstermektedir. Bu yaklaşım biçimi isim ve fiil gibi kelime türlerinin tanımında da görülmektedir. Nitekim isim ve fiil, lafza ilişkin hususlar gözetilerek tanımlanabildiği gibi anlamsal hususlar dikkate alınarak da tanımlanabilmektedir. Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’in üzerinde durduğu bir diğer kavram, lafza kavramıdır. Kelimeden büyük ve cümleden küçük yapılara işaret eden lafza, onun anlambirimler için yaptığı tasnifte üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tasnifte kelimeden küçük anlambirim, kelime ve lafza olmak üzere Arap dilinde üç tür anlambirim sıralanmıştır. Abdurrahmân el-Hâc Sâlih, erken dönem nahiv bilginlerinin soyutlama becerisine dikkat çekmiş ve bu bağlamda mevdıʿ ve misâl kavramlarının önemini vurgulamıştır. Mevdıʿ, dilsel birimlerin bütün içinde -kendine özgü vazʻî işlevini yerine getirdiği- özel konuma; misâl ise bu konumların toplamı mesabesindeki soyut kalıba işaret etmektedir. Dolayısıyla misâl, kelime, lafza ve cümle düzeylerinde ortaya çıkabilmektedir. Nahiv bilginleri her düzey için asıl mesabesinde bir misâl belirlemişler ve bu asıldan ferʿler türetmişlerdir. Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’in Yeni Halilcilik Kuramı çerçevesinde ele aldığı bir diğer kavram, ʿâmil kavramıdır. ʿÂmil özellikle cümle düzeyindeki misâl ile ilgilidir. Nitekim isim cümlesinde ibtidâ, mübtedâ ve haber mevdıʿları, fiil cümlesinde de fiil, fâil ve mefʿûl mevdıʿları Arap dilinde cümle düzeyindeki misâli oluşturmaktadır. Bu da Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’e göre, cümlenin sözü edilen soyut unsurlardan oluştuğunu göstermektedir. Bu çalışmada Yeni Halilcilik Kuramının temel kavramları, Abdurrahmân el-Hâc Sâlih’in erken dönem nahiv bilginlerine dair değerlendirmelerini içeren farklı yazıları üzerinden ve temel nahiv eserlerine müracaat edilmek suretiyle ele alınacaktır.

Keywords